Ağıtçılık, yaşanan kayıpların anısına ağıtlar yakmak olarak tanımlanabilir. Ağıt, ölüm veya herhangi bir kaybın anısına yakılan, ağlama veya sevinmeyi ifade eden sözlerden oluşur. Ağıtçılık, Türk kültüründe oldukça yaygın bir uygulamadır. Ağıtlar, ölen kişilere saygının ifade edilmesi, ailesinin üzüntüsünü dile getirmesi veya ölen kişinin yaşamındaki en güzel anıların hatırlanması için yakılır.
Ağıtların yaşama biçimleri, toplumlardan topluma değişiklik gösterebilir. Bazı toplumlarda, ölen kişiye saygının gösterilmesi için ağıt yakmak daha yaygın bir uygulamadır. Türk kültüründe ise, ölen kişinin anısı için ağıt yakılması, çok özeldir ve çok saygın bir gelenektir.
Ağıtçılık, özellikle Türk kültüründe ölüm veya herhangi bir kaybın anısına yakılan sözlerin ve şarkıların uygun şekilde söylenmesi veya çalınmasıdır. Ağıtlar, çoğu zaman sözlerin uyumlu bir şekilde söylenmesi veya şarkıların çalınması şeklinde yapılır. Bununla birlikte, halk arasında, ölen kişinin anısına çiçekler yakmak, özel çerçevelerde onurlandırmak veya ölen kişinin yakınlarına yardım etmek gibi uygulamalar da yaygındır.
Ağıtçılık, insanların çevrelerindeki kişilerin kayıplarını anlamalarına ve empati kurmalarına yardımcı olur. Ağıtçılık, insanların özümseme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur, çünkü insanlar ölen kişinin yaşamının anısına saygı duyma, ona saygı gösterme, üzüntüsünü dile getirme veya en güzel anılarını hatırlamaya çalışma gibi becerileri öğrenirler. Ağıtçılık, insanlar arasında karşılıklı empati, anlayış ve merhametin oluşmasını sağlayan çok önemli bir gelenektir.