Alexander sendromu, bir nörolojik bozukluğa olan bir refledir. Bu hastalık, beyin ve omurilik gelişiminin normal olmadığı durumlarda ortaya çıkabilir. Bu hastalık nöral süreçlerin anormal şekilde gelişmesine neden olur. Bebeklerde ender olarak görülür ve Alexander sendromu, bebeklerin, özellikle de baş ve kollarının doğuştan gelen özellikleriyle ortaya çıkar. Bebeğin özellikleri arasında; kas güçsüzlüğü, düşük kas tonusu, eklem açıklığı, kafa kafesinin daha uzun veya daha küçük görünmesi ve kafa kafesinin daha yuvarlak görünmesi bulunur.
Alexander sendromu teşhisi, bebeğin fiziksel muayenesi, beyin MR’ı, beyin omurilik sıvısının alınması, genetik testler ve doğuştan kalıtsal öykünün değerlendirilmesi ile konur. Alexander sendromu, özellikle bebeklerin yürüme, konuşma ve diğer motor becerilerinin gelişiminde gecikme göstermesine neden olabilir. Ayrıca, bebekler göz hareketlerinde anormal hareketler ve kas kontrolünde bozukluk gösterebilir. Alexander sendromu, genellikle zihinsel ve davranışsal sorunların yanı sıra, sindirim ve cilt sorunlarını da içerebilir.
Alexander sendromu, kalıtsal olarak geçebilir veya altta yatan bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenle, öncelikle hastanın geçmişi ve ailesel öyküsü değerlendirilmelidir. Alexander sendromu ile ilgili eğitim, öncelikle bebeğin özelliklerine ve hastalık semptomlarına bağlı olarak spesifik olarak planlanmalıdır. Bebeklerin fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimindeki sorunlar, öğrenme desteği, fiziksel terapi, müzik terapisi, görsel terapi, algısal terapi, beslenme desteği, davranışsal destek ve diğer destekler gibi çeşitli eğitimsel yaklaşımlarla tedavi edilmelidir. Alexander sendromu, özel eğitim ve desteksiz bir ortamda, özellikle de okul yaşında çocukların, okul başarısını ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, özel eğitim programları, çocukların özelliklerini ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde özel olarak planlanmalıdır.