Ant, İngilizce'de 'formik' anlamına gelen bir sözcük olup, Türkçe'de 'karınca' anlamına gelir. Karıncalar, yaygın olarak arı, bal arısı, böcek, çekirge ve akrep gibi çok sayıda hayvan türüne aittir. Karıncalar, çoğunlukla koloniler halinde yaşar ve büyük sayıda arkadaşıyla çalışır. Çoğu karınca türü, çevrelerine karşı çok uyum sağlayarak yaşarlar ve kolonilerini korumak için zorlu mücadeleler verirler.
Karıncalar, genellikle kolonizasyonu desteklemek için kompleks yapılar inşa etmeye çalışırlar. Bunlar arasında, çalışma alanlarının korunması, yiyecek arama, üreme, tırmanma ve gizlilik için kullanılan tüneller veya tüneller bulunur. Karıncalar, çok çeşitli bitkilerden, çürümüş yiyeceklerden ve hatta küçük hayvanlardan besin sağlarlar.
Karıncaların kolonileri, çoğu durumda, çalışma için kullanılan odak noktalarının çoğalmasını sağlamayı amaçlar. Her kolonide, çalışma faaliyetleri için iz gösterici olan köle karıncalar, kraliçe karıncalar, üreme karıncaları ve taşıyıcı karıncalar bulunur. Karıncalar, kolonilerinin büyüklüğü ve çalışma alanlarının büyüklüğünü kontrol etmek için kompleks sosyal ilişkiler kurarlar.
Karıncaların, kolonilerinin üyelerinin karbonhidrat, protein ve yağ içeren çeşitli gıdalar aramak için kullandıkları çeşitli yöntemleri olduğu bilinmektedir. Bazı karıncalar, çeşitli bitkilerden sıvı özler toplamaya çalışırlar, bazıları ise çürümüş yiyecekleri ararlar. Karıncalar, kolonilerinin çalışma alanlarının korunması için de tırmanma ve tünel kazma gibi çalışmalar yaparlar.
Sonuç olarak, ant kelimesi, koloniler halinde yaşayan ve çevrelerine karşı uyumlu olarak yaşayan, çalışma alanlarını korumak ve toplama için kompleks yapılar inşa etmek için çalışan çok sayıdaki karınca türünü ifade eder.