Bağımlı kişilerde en çok görülen kişilik bozukluğu nedir

Bağımlı Kişilerde En Çok Görülen Kişilik Bozuklukları

Bağımlı kişilik bozuklukları, bağımlı kişiliklerin özellikleri ve davranışlarının özellikleri olarak tanımlanabilir. Bağımlı kişilik bozuklukları kişinin davranışlarına, ilişkilerine, duygularına ve düşüncelerine etki edebilir. Bağımlı kişilik bozukluklarındaki en sık görülen bozukluklar arasında; Borderline Kişilik Bozukluğu, Obsesif-Kompulsif Bozukluk, Paranoid Kişilik Bozukluğu ve Yaygın Endişe Bozukluğu sayılabilir.

Borderline Kişilik Bozukluğu

Borderline kişilik bozukluğu (BKB) ile ilgili olarak, bu bozuklukla ilgili olarak kişinin çok fazla duygusal instabiliteye, ilişki ve duygularına ani ve ciddi değişimlere ve kişinin kendine yönelik duygularının özgül olarak bozulmasına sahip olmasına neden olur. BKB'de kişinin duyguları ve düşünceleri çok hızlı değişebilir ve kişi bunları kontrol etmekte zorlanabilir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), kişilerin çoğu zaman tekrarlayan ve rahatsız edici düşünceleri, duyguları ve davranışları olabilir. Bu düşünceler, duygular ve davranışlar kişiyi çok yoğun bir stres haline getirebilir ve kişinin hayatının her alanını etkileyebilir. OKB'de kişinin tekrarlayan düşünceleri, duyguları ve davranışları kontrol etmekte zorlanması söz konusu olabilir.

Paranoid Kişilik Bozukluğu (PKB)

Paranoid kişilik bozukluğu (PKB), kişinin diğer insanlara veya çevresine güvensizlik, şüphe veya kuşku ile yaklaşmasına neden olur. PKB, kişinin diğer insanlara karşı olumsuz, saldırgan veya şüpheci yaklaşmasına neden olur. PKB'de kişilerin, başkaları tarafından tehdit edildiğini hissetmesi söz konusu olabilir.

Yaygın Endişe Bozukluğu (YEB)

Yaygın Endişe Bozukluğu (YEB), kişinin düzenli olarak gerçek olmayan ya da haksız olarak çok büyük endişeler duymasına neden olur. YEB'de kişilerin düşünceleri, duyguları ve davranışları çok fazla endişe, kaygı ve korku ile ilgili olabilir. YEB'de kişilerin çoğu zaman endişeli düşünceleri kontrol etmekte zorlanabilir.

Borderline kişilik bozukluğu (BKB) en sık görülen kişilik bozukluğu olup, bu bozukluğa sahip olan kişilerin duygusal ve sosyal hayatlarının neredeyse tüm alanlarını etkileyebilecek düzeyde bir düzensizlik gösterdiği bilinmektedir. BKB, kişinin özellikle duygusal alanda ani değişimlere ve duygusal dengesizliğe maruz kalmasına neden olabilir. Bu bozukluk, kişinin ilişki, sosyal, akademik ve iş yaşamını olumsuz etkileyebilir. BKB de risk almaya veya öfkeli davranmaya yönelik kontrolsüz bir şekilde kendine zarar vermeye yönelik davranışlar gösterebilir. Kişinin kendine güveni ve öz saygısı düşük olabilir ve kendini kesinlikle reddedebilir. Ayrıca, kişinin hayatının her alanında karamsar ve düşük bir duygudurumu yaşama olasılığı vardır. BKB'li kişilerin tedavi edilmesi önemlidir, çünkü tedavisi olmayan bu durum kişinin kendini yok etmeye yönelik davranışlar göstermesine neden olabilir. Tedavide psikoterapi, ilaç tedavisi, sosyal destek, aile terapisi ve konuşma terapisi gibi farklı yaklaşımlar kullanılabilir.

Borderline kişilik bozukluğu, diğer adıyla kırılgan kişilik bozukluğu, bağımlı kişilerde en çok görülen kişilik bozukluğudur. Borderline kişilik bozukluğu, kişinin kişilik özelliklerinde görülen belirgin değişiklikleri ifade eder. Bu özellikler arasında duygusal durumun sürekli değişmesi, kişinin kendisini ve çevresindeki insanların farkında olmadığı şekilde ani değişiklikler gösterebilmesi, kendisine veya başkalarına zarar verebilecek eylemlerden kaçınmakta güçlük çekmesi, öfke patlamaları ve düşünceleri hakkında çarpıcı değişiklikler bulunur. Borderline kişilik bozukluğu olan kişiler, bağlanma ilişkilerinde çok kırılgan olabilir veya aşırı bağımlı olabilirler. Kişinin kendisini ve çevresindeki insanları anlamasında güçlük çekmesi, kendisiyle ilgili olumsuz düşünceler veya kendisini suçlama duygusu, kişinin ilişkilerinde ve çevresindeki insanlarla arasındaki iletişimde bozulmalar oluşturabilir. Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin, ilaçlar veya psikoterapi gibi tedavi yöntemleriyle desteklenmesi çok önemlidir.

Bağımlı kişilik bozukluğu, özellikle uyuşturucu kullanımının yanı sıra alkol, madde veya diğer türlerdeki bağımlılıkların önemli sonuçlarından biri olan bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluk, kişinin kendisini ve etrafındaki insanları etkileyen bazı özellikleri üzerinde yoğunlaşır. Kişinin davranışları, duyguları ve düşünceleri, bağımlılıklarının etkisine göre değişmektedir.

Bağımlı kişilik bozukluğu, kişinin kendi düşüncelerine, duygularına ve davranışlarına karşı yeterli denetim sağlamadığı bir durumdur. Bu bozukluk, çoğu zaman kişinin bağımlılıklarının risklerini göz ardı etmesi veya telafi etmesi ile oluşmaktadır. Bu durum, kişinin bağımlılıklarının sonuçlarıyla uğraşmak için güçlü bir istek olmayışıyla da ilişkilidir.

Bağımlı kişilik bozukluğunun temel belirtileri, kişinin bağımlılıklarına karşı kontrolsüz davranış sergilemesi, bağımlılıklarının sonuçlarıyla başa çıkma yeteneğinin olmaması ve kimi zaman bağımlılıklarını önlemek için alınan önlemleri reddetmesi olabilir. Kişi, bağımlılıklarının sonuçlarını göz ardı etmeye veya örtbas etmeye çalışabilir. Bu davranışlar, aşırı istekler, aşırı endişe, öfke ve çoğu zaman kişinin kendine karşı zararlı olma riski taşıyabilir.

Kişinin bağımlı kişilik bozukluğunun tedavisi, öncelikle bağımlılıklarının kontrol altına alınmasını sağlamaktan geçmektedir. Bağımlı kişilik bozukluğunun tedavisinde uzmanlar, kişinin bağımlılığının etkilerini azaltmak için tecrübe ettikleri duygulara ve düşüncelere odaklanmaktadır. Kişinin bağımlılığa karşı kontrolünü geliştirmesi, kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlayacak ve kişinin kendi düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını kontrol altına almayı öğrenmesine yardımcı olacaktır. Kişinin, bağımlılıklarının etkileriyle başa çıkma konusunda desteğe ihtiyacı varsa, terapi veya diğer destek programlarından yararlanmak için bir uzmana danışılmalıdır.

Psikolojik bozukluklar, çeşitli yaşam alanlarında günlük yaşamın işleyişini etkileyen durumlardır. Genellikle bağımlı kişilerde, özellikle alkol ve diğer madde bağımlılığı ya da bağımlı davranışlarının neden olduğu durumlarda, kişilik bozuklukları görülme olasılığı yüksektir. Bu kişilik bozukluğu, kişinin yaşamının çeşitli alanlarında belirgin problemler oluşturmasına neden olur.

Kişilik bozuklukları, kişinin davranış, düşünce ve duygusal düzenini olumsuz yönde etkileyen, kronik psikolojik durumlardır. Kişilik bozuklukları, bağımlı kişilerde en çok görülen bozukluklardır. Örneğin, bağımlı kişilerde sıklıkla görülen kişilik bozuklukları arasında, Borderline kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu sayılabilir.

Borderline kişilik bozukluğu (BKB), kişinin duygusal yönden güçlükler çekmesine neden olan bir hastalıktır. BKB’li kişilerde, kişinin duygusal düzeni çöküntüye uğrar ve kişi kendisini duygusal olarak kontrol altında tutmakta güçlük çeker. BKB’li kişiler, sık sık duygusal olarak karşılaştıkları durumlara ani ve çok güçlü tepkiler gösterirler ve bunların sonucunda öfkeli hareketler sergileyebilirler.

Antisosyal kişilik bozukluğu (ASKB) ise, kişinin toplum kurallarına uyma ve insan haklarına saygı gösterme gibi temel kurallara uymama eğilimi göstermesiyle karakterize bir durumdur. ASKB’li kişiler, çoğu zaman kendilerini ya da başkalarını tehdit eden, kötü davranışlar sergileyebilirler. Bu davranışlar arasında, başkalarının haklarını ihlal etme, tehdit etme, tehlikeli davranışlar sergileme, saldırganlık, hırsızlık veya kötü niyetli yalan söyleme gibi durumlar sayılabilir.

Bağımlılık kişisel sorunların önemli bir öğesini oluşturmaktadır. Bu sorunların çoğu, bağımlı kişilerin belirli bir kişilik bozukluğu ile ilişkili olarak ortaya çıkmaktadır. Genel olarak, bağımlı kişilerde en sık görülen kişilik bozukluğu, kendini beğenmezlik bozukluğudur. Kendini beğenmezlik bozukluğu, kişinin kendini kıyaslamaktan kaçınması, başarısızlıklarını kabullenememesi, çevresindekilerin ne düşüneceğini önemseyen bir çok korkuya sahip olması, bunların sonucunda kendine güvensizlik duyması ve kendini yersiz şekilde suçlaması gibi belirtileri içerir. Bunların yanı sıra, bağımlı kişilerde duygusal rehberlik bozukluğu, kaygı bozukluğu, depresyon ve öfke bozukluğu da sık görülen kişilik bozuklukları arasındadır.

Bağımlı kişilerin bu kişilik bozukluklarının iyileşmesi için, uygun tedavi planlarının oluşturulması gerekmektedir. Tedavi planlarının başarılı olabilmesi için, kişinin bağımlılık nedenlerini ve bu nedenlerin oluşturduğu kişilik bozukluklarının etkilerini anlamak ve bu nedenlerle mücadele etmek önemlidir. Bağımlı kişilerin, terapötik konuşma terapisi, kognitif davranış terapisi, psikodinamik terapi ve diğer terapiler gibi çeşitli tedavi yöntemleri ile desteklenmesi önerilmektedir. Ayrıca, bağımlı kişilerin desteğe ihtiyacı vardır ve bunlara yardım edebilecek arkadaşlar ve aile üyelerinin desteği büyük önem taşır.