Batıcılık nedir inkılap tarihi

Batıcılık, 19. yüzyıldan beri Türkiye'de yaşayanların dünyanın diğer bölgelerinde bulunan Batı toplumlarının gelenekleri, değerleri, sanatı, kültürü ve fikirlerini benimsemeyi amaçlayan bir akımdır. Batıcılık, hükümetler, kültür, ekonomi ve siyaset alanlarında Avrupalılaşma çabalarını destekleyen bir çizgidir. Batıcılık, Türk toplumunu daha derinlemesine tanımak, Avrupa'nın çağdaş toplumlarının özelliklerini benimsemeyi ve kendi gelişimini hızlandırmayı amaçlayan bir felsefidir. Batıcılık, Türk toplumunu bir Avrupalı toplum yapmak için gerekli değişimleri gerçekleştirmek anlamına gelir.

Batıcılık, modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan ve birçok alanda uygulanan bir ilke ve düşüncedir. Bu ilke ve düşünce, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucularının hedefleri arasında, Osmanlı İmparatorluğu'nda kurulan bir modern devlet oluşturmak ve bu devleti Batı'daki modern ülkelerin standartlarına uygun hale getirmekti. Bu ilke, çoğunlukla Batı'daki modern ülkelerin ekonomik, siyasi ve kültürel standartlarına göre Türkiye'nin güncelleşmesini ve gelişmesini kapsamaktadır. Ancak, bu ilke daha çok ekonomik ve siyasi alanlarda uygulanmıştır. Batıcılık, Türkiye'de çok yönlü modernleşmeyi ve yenilenmeyi öngören bir siyasi ve kültürel düşünce olarak da nitelendirilebilir.

Batıcılık, Türkiye'de 19. yüzyılın başlarından itibaren Batı kültürünün özelliklerini alma ve uygulamaya çalışma olarak tanımlanmaktadır. Bu akım, Türkiye'deki kültürel, siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda Batı'nın öncülüğünü takip etmeyi amaçlamaktadır. Batıcılık, Türkiye'de Tanzimat Fermanı'ndan itibaren belirgin bir biçimde ortaya çıkmıştır. Tanzimat Fermanı, Batı toplumlarının standartlarını benimsemeyi ve kendilerini onlara yaklaştırmayı amaçlamaktaydı. Batıcılık, Türkiye'deki kültürel, ekonomik, siyasi ve hukuki düzenlemelerde Batılı örnekleri takip etmeyi içerir. Batıcı akımın etkisi, Türkiye'de özgürlüklerin artması, demokratik hakların tanınması ve ekonomik gelişmeyi sağlaması gibi pek çok alanda görülmüştür.

Batıcılık, modern Türkiye'de kültürel, siyasi, ekonomik ve dini alanlarda Batı'nın özelliklerini benimsemeyi ve kendi kültürel değerlerinden uzaklaşarak Batılılaşmayı öngören bir anlayıştır. Batıcılık, siyasi rejimleri, ekonomik sistemleri, teknoloji ve kültürel özellikleri açısından Batı örneklerinden yola çıkarak çok katmanlı olarak uygulanmış bir çağdaşlaşma anlayışıdır. Batıcılık, Türkiye'de Tanzimat Fermanı ile başlayan bir süreçtir ve çoğu zaman 19. yüzyılda başlatılan bir sürece kadar uzanır.

Batıcılık, Tanzimat Fermanı ile başlayan modern bir Türkiye'nin inşası için kapsamlı bir reform hareketidir. Tanzimat Fermanı, devletin çeşitli alanlarda reformlar yapmasını öngören bir yasadır. Bu reformlar arasında, hukuki ve siyasi alanlarda düzenlemeler yapılması, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve ekonomik alanlarda Batı örneklerinden yararlanılması yer almaktadır. Tanzimat dönemi, Batıcılık anlayışının geçerli olduğu çağa tanıklık etmiştir.

Batıcılık, siyasi ve ekonomik alanda Batılı örneklerden yararlanılarak ülkede kurumsal değişimleri öngören bir anlayıştır. Batıcılık, kurumsal altyapıya, siyasi ve ekonomik anlayışa, kültürel ve sanatsal özelliklere ve kamu hizmetlerine odaklanmıştır. Batıcılık, Türkiye'nin çağdaşlaşmasının önündeki en önemli soruna çözüm arayan bir anlayıştır. Tanzimat döneminde başlatılan ve çok katmanlı olarak uygulanan Batıcılık, bugün de devam etmektedir.

Batıcılık, çağdaş Türkiye'de özellikle 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren kamuoyunda kendisini hissettirmeye başlayan, özünde Türkiye ile Batı arasındaki ilişkilere karşılık gelen bir anlayıştır. Bu anlayışın temel hedefi, Türkiye'nin Batı'daki kültürel ve siyasal gelişmelere uygun bir toplum modeli oluşturmasıdır. Batıcı anlayışın özünde, Türkiye'deki siyasal, ekonomik ve toplumsal alanlarda Batı'nın kültürünün etkisini artırmak yatar.

Batıcı anlayışın kaynağı etnik kimlikler arasındaki ilişkiler olarak gösterilebilir. Osmanlı İmparatorluğu'na ait Türklerin ve Müslümanların, bir zamanlar kültürel alanda tek ve egemen olan Ortodoks Hıristiyanlar tarafından baskılanmasının bir sonucu olarak, Batı'ya olan ilgilerini arttırdılar. Osmanlı İmparatorluğu, 18. Yüzyıl'da Avrupa devletleri arasında daha geniş bir etkileşim kurmak için, eğitim, ekonomi ve çeşitli alanlarda Batı ülkelerinden örnekler almaya başladı. 19. Yüzyılın ikinci yarısında ise, Batıcı anlayışın kendisini kamuoyunda hissettirmeye başladığı söylenebilir.

Batıcı anlayışın önemli temel unsurlarından biri de modernleşme olmuştur. 19. Yüzyıl'da, devletin ekonomi, eğitim, toplum ve hükümet alanlarındaki reformlarını sürdürmesi gerekiyordu. Batılı ülkelerin kurumsal ve politik örnekleri alınmaya başlandı. Batı ülkelerinin gelişmiş teknolojilerine, kurumsal örneklerine ve siyaset anlayışlarına karşı hayranlıkla yaklaşıldı. Türkiye'deki modernleşme süreci, Batı ülkelerinden örnekler alınarak gerçekleşti.

Batıcı anlayışın kamuoyunda oluşturduğu tartışmalar, çoğunlukla laiklik, çağdaşlık, modernleşme ve siyasal özgürlükler gibi konular üzerinde yoğunlaşıyor. Türkiye, Batı ülkelerinden örnekler alarak laiklik, çağdaşlık ve modernleşme sürecini başarıyla gerçekleştirmiştir. Batıcı anlayış, Türkiye'deki siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlarda büyük değişimleri harekete geçirdi. Bu anlayış, özellikle 19. Yüzyılda önemli bir rol oynadı ve Türkiye'yi modern bir ülke haline getirdi.

Batıcılık, Türkiye'de 18. yüzyılda ortaya çıkan bir akımdır. Batıcılık, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel ve siyasi alanlarında yabancı kültürlerin etkisinden kurtulmak amacıyla başlatılan bir inkılap hareketidir. Batıcılık, Osmanlı Devleti'nde birçok alanda köklü değişikliklere yol açtı. Batı kültürünün benimsenmesi, İslami kültürün dışlanması ve Osmanlı Devleti'nin kurumlarının yeniden yapılandırılması gibi konuların kapsandığı "Batılılaşma" süreci ile karşı karşıya kaldı. Batıcılar, Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma sürecinde kamu hizmetlerinde, kültür, sosyal, ekonomik ve politik alanlarda büyük reformlar başlattılar. Bu reformlar arasında; lise ve üniversite eğitiminin açılması, devletinin bürokratik yapısının yeniden düzenlenmesi, Avrupa'ya açılan ilk ticaret müessesesi kurulması, batı tarzının giyim ve davranış biçimlerinin benimsenmesi, Avrupa'da moda olan müzik ve edebiyatın Türkler arasında yayılması, matbaa kurulması, Fransızca ve İngilizce öğrenilmesi sayılabilir. Batıcıların hedefleri arasında, Türkiye'nin kendi içinde ve Avrupa ile ilişkilerini geliştirmek de vardı. Batıcılar, Osmanlı Devleti'nin üyeliğini teklif ettiği Avrupa Birliği'ne katılmasının önemini vurguladılar. Batıcıların etkisiyle, Türkiye, gerek siyasi, gerekse kültürel alanlarda Batılılaşmaya önemli bir adım attı.

Batıcılık, İslam dünyasında yaşanan güncel gelişmeleri değerlendirmeyi, Avrupa örneklerini takip etmeyi ve bu örnekleri uygulamayı amaçlayan bir akımdır. Batıcılık, Batı toplumlarının insan hakları, özgürlükleri, demokrasi, ekonomik refah, bilim ve teknolojinin gelişmesi gibi konularda öncü olmalarının ürünü olan bilgileri benimsemek ve bunları İslam dünyasındaki gelişmelere uygulamak için ortaya çıkmıştır.

Batıcılık, modern Türkiye'deki siyasi ve kültürel gelişmeleri Batı'nın kültürel, siyasi ve ekonomik değerleri ölçüsünde ölçümleyen ve kendine özgü bir felsefi yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım, Tanzimat reformlarına dayanmaktadır ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından Türkiye'de ortaya çıkmıştır. Batıcılık, kendisini Batı toplumlarının özelliklerini benimseyen bir siyasal ve kültürel hareket olarak tanımlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana Batıcılık, ülkenin ekonomik, kültürel ve siyasi gelişimini kolaylaştırmak için önemli bir unsurdur. Batıcılık, modern Türkiye'de kullanılan hukuk sisteminden devlet yönetimine kadar pek çok alana etki eden bir sistemdir. Özellikle Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde, Batıcılık ülke içinde ve dışarıda önemli bir rol oynamıştır.

Batıcılık, Türkiye'de özellikle 19. Yüzyıl'da ortaya çıkan ve istilâ edilen çok katmanlı bir entelektüel gelenektir. Batıcılık, Türkiye'deki toplumsal ve kültürel alanın değişimini, batılı kültür ve değerleri temel alarak gerçekleştirmek amacıyla ortaya çıkan bir düşünce akımıdır.

Batıcılık, Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. Yüzyılda modernleşme sürecinde ortaya çıktı. Batıcılık, Osmanlı modernleşme sürecinde birçok alanda kendini gösterdi, özellikle de eğitim, askerlik, hukuk, iktisat, sanat, medya ve siyaset alanlarında. Batıcılık, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel ve toplumsal alanında temel değişiklikleri ortaya çıkardı. 19. Yüzyılda özellikle eğitim alanında, Batılı değerlerin benimsenmesi ve öğrenilmesi, Batıcılık hareketinin temel bir parçasıydı.

Batıcılık, Türkiye'de modernleşme sürecinde önemli bir role sahipti. Batıcılık, çağdaş Türkiye'nin kurulmasının önemli bir aktörü oldu. Batıcılık, Osmanlı İmparatorluğu'nun çok katmanlı kültürel mirasının, liberal değerleri öne çıkartma ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çağdaş bir devlet haline gelmesi sürecinde önemli bir rol oynadı.

Batıcılık, 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda kültürel çatışmaların kaynağı oldu. Batıcılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun çağdaş bir devlet haline gelmesine inanıyorlardı, bu nedenle Batılı değerleri benimsemeyi temel bir prensip olarak benimsediler. Buna karşın, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki diğer kültürler de, kendi değerlerini korumak için çok güçlü bir direnç gösterdiler.

Sonuç olarak, 19. Yüzyıl Türkiye'sinde istilâ edilen Batıcılık hareketi, Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir rol oynadı. Batılı değerlerin benimsenmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun çağdaş bir devlet haline gelmesine katkıda bulundu. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nda kültürel çatışmalara da neden oldu.

Batıcılık, genelde siyasal, toplumsal, sanatsal ve diğer alanlarda Avrupa’nın olgunluğunu ve özgünlüğünü arayan bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır. Batıcılar, Avrupa'nın gelişmiş ve modern kültürünün ve çağdaş kurumlarının ülkelerine kazandırılmasını savunurlar.

Batıcılık, 19. yüzyılın başında, özellikle de Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Avrupa’nın kültür, siyaset ve ekonomideki üstünlüğünün kabulü ile ortaya çıktı. 19. ve 20. yüzyılda, Türklerin çoğu, Batı kültürünün özelliklerini kabullenmeyi ve ülkelerinde uygulamayı kendi çıkarlarını korumak için gördü.

Batıcılık, özellikle eğitim alanında etkili olmuştur. 19. yüzyılda, Türkler, Avrupa’da kullanılan eğitim sistemini benimseyerek, ülkelerindeki eğitim sistemini geliştirmeye ve modernize etmeye başladılar. Örneğin, Osmanlı İmparatorluğu 1882’de ilk modern eğitim sistemini kurdu. Türkiye Cumhuriyeti ise, 1923’te Atatürk tarafından kurulurken, modern eğitim anlayışını benimseyerek, eğitim sistemini güçlü ve başarılı bir şekilde geliştirdi.

Sonuç olarak, batıcılık, Türkiye’de ve diğer Avrupa’daki ülkelerde, eğitim, kültür, siyaset ve ekonomi alanlarında önemli bir etkiye sahiptir. 19. ve 20. yüzyılda, bu ülkeler, Avrupa’nın özelliklerini savunarak, çağdaş toplumlar oluşturmayı hedeflediler.

Baticilik Nedir: Inkilap Tarihi

Baticilik, bir ulusun siyasi, ekonomik, ve kültürel açidan Bati dünyasiyla entegrasyonunu ifade eden bir kavramdir. Türkiye'nin modernlesme sürecinde önemli bir yer tutan Baticilik, Osmanli Imparatorlugu'nun zorunlu olarak karsi karsiya kaldigi Bati'nin üstünlügünü kabul etme ve bu dogrultuda reformlar yapma fikrini ifade eder. Bu yazida, Baticiligin ne oldugunu ve Türkiye'deki inkilap tarihindeki rolünü ele alacagiz.

1. Baticiligin Kökenleri ve Ilkeleri

Baticilik, 19. yüzyilin sonlarinda Osmanli Imparatorlugu'nda ortaya çikan bir düsünce akimidir. Bu akim, Osmanli'nin gerilemesini ve Bati'nin yükselisini göz önünde bulundurarak, Bati medeniyetinin üstünlügünü kabul etmeyi ve bu dogrultuda reformlar yapmayi öneriyordu. Baticiligin temel ilkeleri arasinda bilimsellik, akilcilik, laiklik ve demokrasi gibi kavramlar bulunur.

2. Baticiligin Türkiye'deki Yansimalari

Türkiye'de Baticilik düsüncesi, 19. yüzyilin sonlarinda Tanzimat ve Islahat Fermani gibi reform hareketleriyle basladi. Bu dönemde Osmanli aydinlari, ülkenin gerilemesinin nedenlerini arastirmis ve Bati'nin ilerlemesini taklit etmenin gerekliligine inanmislardi. Bu dogrultuda, egitim, hukuk, ve yönetim alanlarinda Bati standartlarina uygun reformlar yapilmistir.

3. Atatürk Döneminde Baticilik

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Baticiligi modern Türkiye'nin temel taslarindan biri olarak görmüstür. Atatürk, ülkeyi çagdas medeniyetler seviyesine çikarmak için Bati'yi örnek almis ve bu dogrultuda bir dizi reform gerçeklestirmistir. Atatürk'ün yönetimi altinda Türkiye'de laiklik ilkesi benimsenmis, egitim ve hukuk sistemleri Bati standartlarina uygun hale getirilmistir.

4. Baticiligin Elestirisi ve Alternatif Yaklasimlar

Baticilik, Türkiye'de bazi çevreler tarafindan elestirilmis ve yerli ve milli degerlerin yok olmasina neden oldugu iddia edilmistir. Bazi düsünürler, Bati'nin sadece teknolojik ve ekonomik açidan degil, ayni zamanda kültürel ve manevi açidan da üstün olmadigini savunmuslardir. Bu elestiriler dogrultusunda, Bati'ya karsi alternatif bir modernlesme modeli önerilmistir.

5. Baticiligin Bugünkü Durumu ve Etkileri

Günümüzde Türkiye, Baticilik ilkesini hala benimsemekte ancak bu ilke çerçevesindeki uygulamalar ve yorumlamalar degiskenlik göstermektedir. Küresellesme ve bilgi çagiyla birlikte, Türkiye'nin Bati ile olan iliskileri daha da karmasik hale gelmistir. Bazi kesimler Bati'nin üstünlügünü sorgularken, digerleri Bati'nin teknolojik ve ekonomik gücünden yararlanmanin önemini vurgulamaktadir.

6. Sonuç ve Sikça Sorulan Sorular

Baticilik, Türkiye'nin modernlesme sürecinde önemli bir role sahip olan bir düsünce akimidir. Bati'nin üstünlügünü kabul ederek, Türkiye'nin Bati standartlarina uyum saglamasini ve çagdas bir toplum olmasini hedefler. Ancak, Baticilik bazi çevreler tarafindan elestirilmis ve alternatif modernlesme modelleri önerilmistir.

[Sikça Sorulan Sorular]

Baticilik ile modernlesme arasindaki iliski nedir?
Baticilik, modernlesmenin bir parçasi olarak görülebilir. Bati'nin bilimsel ve teknolojik ilerlemesini taklit ederek, bir ülkenin modern dünyaya entegre olmasi ve gelismesi amaçlanir.

Baticiligin Türkiye'deki etkileri nelerdir?
Türkiye'de Baticilik, egitim, hukuk, yönetim ve kültür alanlarinda bir dizi reformun gerçeklestirilmesine yol açmistir. Baticilik düsüncesi, Türkiye'nin çagdaslasma sürecinde önemli bir rol oynamistir.

Baticilik düsüncesinin günümüzdeki önemi nedir?
Günümüzde, Baticilik düsüncesi hala Türkiye'nin modernlesme sürecinde önemli bir referans noktasidir. Ancak, küresellesme ve degisen siyasi dinamiklerle birlikte, Baticilik kavrami farkli yorumlanmaktadir ve alternatif modernlesme modelleri de tartisilmak

Batıcılık, Türkiye'de 20. yüzyılın başlarından itibaren ortaya çıkan ve ülkenin kültürel, sosyal, ekonomik ve hukuki alanlarda Occidentalizm (Batılaşma) ilkelerini benimseyerek bu alanlardaki kalkınma sürecini hızlandırma amacıyla yürütülen bir politikadır. Batıcılığın kökeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde ortaya çıkan yeni kültürdür. Bu kültür, imparatorluğun içinde bulunduğu durumu bir tür kültürel hayal kırıklığı olarak gören Osmanlı aydınlarının ortaya çıkardığı bir tepkidir. Bu aydınlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel, sosyal, ekonomik ve hukuki alanlardaki gelişimini, Avrupa'daki diğer ülkelerin ulaştığı düzeye ulaşmak için Batı toplumlarının modellerini takip etme yoluyla hızlandırmayı amaçlamışlardır. Batıcılık, öncelikle ülkede mevcut olan çoğulculuk ve çeşitliliğin yerine, Batıya özgü bir üniter yapıyı kabul etmeyi, siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik alanlarda Batı kültürünün etkisini artırmayı, Türk toplumundaki özgürlükleri artırmayı ve ülkede Avrupa toplumlarının yaşadığı gibi bir yaşam standardı benimsemeyi amaçlamıştır.

Batıcılık, inkılap tarihi bağlamında, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesi ve çöküşü sürecinde Batı'dan alınan bazı fikirlerin ve reformların benimsenmesini ifade eder. Bu dönemde, Osmanlı yöneticileri ve entelektüeller, Batı'nın bilim, teknoloji, eğitim, yönetim ve askeri alandaki ilerlemelerini gözlemleyerek, Osmanlı'nın gerilemesine ve Avrupa devletleriyle olan güç dengesinde geri kalmasına karşı çare aramışlardır. Bu çerçevede, Batıcılık fikri çeşitli reform hareketlerinin temelini oluşturmuş, modernleşme ve batılılaşma sürecini hızlandırmıştır. Batıcılık, Osmanlı toplumunda önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinin başlangıcını temsil etmektedir.

Batıcılık, Türkiye'de son yüzyılda görülen bir düşünce akımıdır. 19. yüzyılda başlamış olup, 20. yüzyıla kadar süren bir gelişme göstermiştir. Batıcılığın temelinde, Batı toplumlarının sağladığı düşünceler, yaşam biçimleri ve teknolojik ilerlemelerden öğrenilerek, Türkiye'nin kendi içinde gelişmesi ve kalkınması için çalışılması vardır.

Batıcılık, Türkiye'deki geleneksel yaşam biçimlerinden uzaklaşmayı ve Batı tarzı yaşam biçimlerine geçişi hedeflemiştir. Bu hedeflere ulaşmak için Batı'daki teknolojik, ekonomik ve sosyal yapılara uygun değişiklikler yapılmıştır. Batıcılık, kültürel alan için, Batı'nın değerlerini kabul etmeyi ve uygulamayı amaçlamıştır.

Batıcılık, Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden sonra Atatürk'ün önderliğinde başlayan modernleşme sürecinde önemli bir etken olmuştur. Atatürk, toplumsal alanda devrimsel değişimleri gerçekleştirmiş ve Türkiye'de Batı tarzı bir toplum oluşturmaya çalışmıştır. Batıcılık, Türkiye'nin liderliğinde ortaya çıkan modernleşme sürecinin temelini oluşturmuştur.

Batıcılık, özellikle kültürel alanda, Batı'nın kültürel öğelerini benimsemeyi ve Türkiye'nin kültürel yapısını bu öğelere göre dönüştürmeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda Batı'nın özgürlükler anlayışı, giyim tarzı, müzik, sanat ve kültür alanlarında Türkiye'de Batı tarzı özellikler kazanmıştır.

Sonuç olarak, Batıcılık, Türkiye'nin uzun süre devam eden modernleşme sürecinin temelini oluşturmuştur. Atatürk önderliğinde başlayan modernleşme süreci, Batı'nın değerlerini kabul etmeyi ve uygulamayı hedeflemiştir. Bu hedeflere ulaşmak için Batı'nın kültürel öğelerini benimsemeyi ve Türkiye'nin kültürel yapısını bu öğelere göre dönüştürmeyi amaçlamıştır.

Batıcılık, günümüzde kullanılan çoğu terim gibi, çeşitli tanımlar üzerinde anlaşılmış bir kavramdır. Genel olarak, Batıcılık, Batı kültürü veya değerleri özenle desteklemek veya taklit etmek olarak tanımlanmaktadır. Batıcılık, özellikle 19. yüzyılda, özellikle de Türkiye'de, geleneksel olarak özümsenmemiş kültürlerin kabulünün ve yaygınlaşmasının öncüsü olmuştur.

Batıcılık, 19. yüzyılda, kültürel değişimin öncüsü olarak özellikle önem kazandı. Çoğu Türkiye'deki devletler, Batı kültür ve değerleri benimsemeyi teşvik etmeye başladı. Örneğin, Tanzimat Fermanı, özellikle Batı tarzı hukuk ve resmi yapıların kurulmasını ve kabul edilmesini öngören bir dizi değişiklik yaptı. Ayrıca, giyim tarzı, eğitim, sanat ve edebiyat alanlarında da Batı tarzı değerler özümsenmeye çalışıldı.

Batıcılık, günümüzde de özellikle Türkiye'de büyük ölçüde özümsenmiştir. Türkiye, Batı'nın kültürel, siyasi ve ekonomik değerlerini benimsemiş ve Batı tarzı değerleri kendi ülkesinde uygulamaya çalışmıştır. Bununla birlikte, Türkiye, kendi kültürünün ve geleneklerinin de önemini korumaya devam etmiştir.