Biyolojik bozulma, çevredeki biyolojik çeşitliliğin kaybına ve çevresel denge bozulmasına neden olacak çoklu etkilerin ortaya çıkması olarak tanımlanır. Bu etkiler çeşitli yollarla ortaya çıkar ve çevrenin kalitesini ve canlıların yaşam kalitesini etkileyebilir. Biyolojik bozulma, tarım, ormancılık, sanayi ve endüstri, nüfus artışı, biyolojik çevrenin kalitesinin kaybı veya değişimi, hava kirliliği, su kirliliği, kimyasal kirlilik, toprak kirliliği, bitki ve hayvan türlerinin yok olması gibi birçok faktörden kaynaklanır.
Tarım, ormancılık ve endüstriyel faaliyetler nedeniyle biyolojik çevre bozulması, doğal koruma alanlarının küçültülmesi, bitki ve hayvan türlerinin ortadan kalkması, su ve hava kirliliği ve toprak kirliliği gibi çevresel sorunların daha da artmasına neden olmaktadır. Biyolojik bozulma, bitki ve hayvan türlerinin azalmasının yanı sıra, yer altı ve yer üstü kaynaklarının kullanımını da olumsuz etkileyebilmektedir. Örneğin, hava kirliliğinin artması, toprağın kirlenmesi, su kirliliği veya bitki toksisite gibi etkileri nedeniyle, doğal kaynakların kullanılmasının güvenli bir şekilde yapılamamasına neden olabilir.
Biyolojik bozulmanın önlenmesi, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı korumak için önemlidir. Biyolojik bozulmanın önlenmesi için çoklu yaklaşımlar kullanılmalıdır. Bunlar, doğal kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması, çevrenin korunması, çevresel denetimlerin güçlendirilmesi, çevresel standartların geliştirilmesi, çevresel etkinliklerin raporlanması ve çevresel kirlenmeye karşı önlemlerin alınması gibi çevresel koruma faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gibi çözümlerden oluşur. Ayrıca, çevresel eğitim ve bilinçlendirme programlarının yürütülmesi ve teşvik edilmesi de biyolojik bozulmanın önlenmesinde önemli bir yere sahiptir.