Bukalemun, değişik adlarla da anılmaktadır. Bu adlar arasında Salamandra (Latince) ve Salamander (İngilizce) en yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu isimlerin kökeni, bu türün ilk olarak eski Yunanistan’da keşfedilmesine dayanmaktadır.
Bukalemun, Eukarya evrimsel ailesinin Amfibi ailesinden bir türdür. Tüm bukalemun türleri, su içeren ortamlarda yaşamaktadır. Bu tür, dünya çapında çok yaygın bir şekilde bulunmaktadır ve bazı türleri, tamamen kurak ortamlara uyum sağlamışlardır.
Bukalemunun fiziksel özellikleri, türler arasında önemli ölçüde değişmektedir. Bazı bukalemun türleri, yaklaşık 50 cm uzunluğunda ve çok renkli bir görünümü olan büyük boyutlardadır. Diğerleri ise, yaklaşık 5 cm uzunluğunda ve sadece tek renkli olan daha küçük boyutlardadır.
Her bukalemun türünün, birbirinden farklı davranışsal özellikleri bulunmaktadır. Örneğin, bazı bukalemun türleri, güneş ışınlarına ve ısıya çok duyarlıdır ve bu nedenle çok sıcak havalarda, güneş ışınlarından korunmak için su altına çekilebilir. Diğer bukalemun türleri ise, geceleri çok hareketli olabilir ve karanlık ortamlarda, yiyecek aramaya çıkabilir.
Bukalemun, genellikle yaşadığı ortama uyan renkler ile donatılmıştır. Örneğin, kara ortamlarda yaşayan bukalemun türleri, kahverengi ve siyah renkleri ile kamuflaj yapabilmektedir. Diğer ortamlarda yaşayan bukalemun türleri ise, kırmızı, sarı ve yeşil renkler ile donatılmıştır.
Bukalemunlar, küçük eklemleri ve çok uzun vücutlarıyla çok hareketlidir. Bu etki, bukalemunların çok çabuk hareket edebilme kapasitesine sahiptir. Ayrıca, bukalemunlar, özellikle su altının sığ kısımlarında yaşayan bir çok hayvan türünün üremesini engelleyen, özel bir fizyolojik sıvı salgılarlar.
Bukalemun, dünya çapında çok yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Ancak, bukalemunların yaşam alanlarının küçülmesi, bu türün neslinin tehdit altında olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bukalemun türlerinin korunması, önemli bir konu olarak k