Rene Descartes, modern bilimsel düşüncenin önde gelen temsilcilerinden biri olarak bilinir ve 17. yüzyılda geliştirdiği bilgi arayışı yaklaşımının temelini oluşturmuştur. Descartes, bilginin temeli olarak beynin güvenli ve doğru çalışmasının önemine dikkat çeker ve bunu, kendi çalışmalarının bir parçası olarak düşüncelerin, özellikle de düşüncelerin deneyimlerle desteklenmesi gerektiği fikriyle destekler. Descartes'un düşünceleri, insanların bilgiyi elde etme yolu olarak deneyimleri kullanmalarının önemini vurgular. O, bilgiyi güvenli ve doğru bir şekilde elde etmek için, deneyimlerin araştırma ve düşünmeyi gerektirdiğini savunur. Buna göre, Descartes'a göre bilginin kaynağı deneyimlerdir.
Bu yaklaşımın özüne baktığımızda, Descartes'un öğrenme prosesinde öğrencinin kendi deneyimlerinden öğrenmesi üzerinde durduğunu görmekteyiz. Mesela, bir öğrenci konu hakkında bir öğretmenin anlatmasını veya bir kitabın okunmasını deneyimlemiş olsa bile, bu bilginin anlamlı olması ve öğrencinin bunu kullanabilmesi için öğrenciye bu konu hakkında çalışma fırsatı verilmelidir. Örneğin, bir öğrenci, bir çalışma alanının karmaşık olduğunu anlamak için, bu alanın detayları hakkında çalışmalar yapmak, çeşitli kaynakları incelemek ve bunu öğretmeninin deneyimlerinden öğrenmek zorundadır. Descartes'a göre, bu deneyimlerden elde edilen bilgi, öğrenciye öğrenmeyi, kapsamlı düşünmeyi ve öğretilenleri uygulamayı öğretir.
Descartes'a göre, öğrenme sürecinde öğrencinin kendi deneyimlerini kullanması son derece önemlidir. Bu nedenle, öğretmenler, öğrencilerin öğrenme süreçlerinde kendi deneyimlerine dayalı öğrenme fırsatları sunmalıdır. Öğretmenler bu fırsatları öğrencilerin çoklu deneyimleri, çeşitli kaynaklar aracılığıyla öğrenme, araştırma yapma, değerlendirme ve problem çözme gibi çeşitli etkinlikler ile sağlamalıdır. Descartes'a göre, bu tür etkinlikler, öğrencilerin bilgiyi güvenli ve doğru bir şekilde elde etmesini sağlayacaktır. Böylece, öğrencinin öğrenme sürecinde kendi deneyimlerinden yararlanması, ona