Duyum ve algılama, insanların dış dünyayla etkileşimde bulundukları anlamlı bir süreçtir. Duyum, bizim kalbimizi, kulaklarımızı, gözlerimizi, kokularımızı ve diğer duyularımızı kullanarak algıladığımız dış dünyanın bilgilerini almamıza yardımcı olan bir süreçtir. Algılama ise; algıladığımız verileri anlamlandırma ve yorumlama sürecidir.
Bu süreç için örnek olarak, çocukların öğrenimlerini ele alalım. Çocuklar, çevrelerinde duyumsal algılama yoluyla öğrenirler. Duyumsal algılama, çocukların gözleri, kulakları, dokundukları şeyler, kokladıkları şeyler ve tatmadıkları şeyler aracılığıyla çevrelerindeki dış dünyadan bilgi toplamalarını sağlar. Özellikle okul çağındaki çocuklar, öğretmenlerinin konuşmalarını, sunumlarını, gösterilen video ve görselleri, kullanılan araçları ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte öğrendikleri bilgileri işitsel, görsel, dokunsal ve kokusal yollarla algılayarak öğrenirler.
Bir diğer örnek olarak, bir insanın bir mevsimi algılamasını ele alalım. İnsanlar, çevrelerindeki mevsimleri içerikleri, sıcaklıkları, yağışları, güneş ışınlarını ve diğer özellikleri duyumsal algılama yoluyla dış dünyadan algılar. Bunlara ek olarak, mevsimleri çiçeklerin açılması, yaprakların dökülmesi, kışın karların yağması gibi algılama yoluyla da algılayabilirler. Algılayılan bu öğeler, insanların mevsimin ne olduğunu anlamalarını ve kendi hayatlarına göre uygun davranışlarını seçmelerini sağlar.
Son olarak, bir çocuğun kendini algılamasını örnek olarak verelim. Çocuklar, özelliklerini, yeteneklerini ve yetersizliklerini, duyumsal algılama yoluyla çevrelerindeki insanların tepkilerini ve gösterdiği davranışları izleyerek algılarlar. Çocuklar ayrıca, kendilerini anlamlandırmak ve kendilerini kabul etmek için çevrelerinde bulunan diğer insanların tepkilerini ve gösterilen davranışlarını izleyerek algılar. Bu şekilde çocuklar, kendilerini anlamlandırıp algılayarak, kendilerini kabul edebilir ve bunun sonucunda sağlıklı ve olumlu benlik algıları olu