Duyusal kaçınma ne demek

Duyusal Kaçınma Nedir?

Duyusal kaçınma, çoğunlukla kalıtsal olarak kendini gösteren bir durumdur. Duyusal kaçınma, bir kişinin duyularının algılanmasındaki farklılıklardan kaynaklanan bir durumdur. Duyusal kaçınma, duyularının algılanmasındaki farklılıklardan kaynaklanan bir durum olup, kişinin duyularının algılanmasındaki farklılığının şiddetli olması durumunda, kişinin duyusal kaçınma teşhisi konulur.

Duyusal kaçınma, normalde duyularının algılanmasındaki farklılığın kişinin yaşamını olumsuz etkileyecek şekilde şiddetli olması durumunda ortaya çıkan bir durumdur. Duyusal kaçınma, çoğunlukla giysi, diyet, koku, sıcaklık, hareket, gürültü, tat ve dokunmanın algılaması gibi alanlarda ortaya çıkar. Duyusal kaçınmanın çoğu zaman aileden devralınan bir durum olduğu düşünülmektedir.

Duyusal Kaçınmanın Belirtileri Nelerdir?

Duyusal kaçınmanın belirtileri, kişinin gelişimsel arka planından, yaşından ve duyularının algılanmasındaki farklılığının şiddetinden bağımsız olarak değişebilir. Kişinin duyularının algılanmasındaki farklılık, herhangi bir uyarıcıya karşı şiddetli tepki verebilme, fiziksel olarak kendini korumaya çalışma, yeme bozuklukları ve uyku bozuklukları gibi durumlara yol açabilir.

Kişinin duyularının algılanmasındaki farklılık, fiziksel ve davranışsal olarak da ortaya çıkabilir. Bunlar arasında; sürekli hareket etme, sürekli konuşma, dikkat dağınıklığı, kendini sık sık koruma vb. durumlar vardır. Duyusal kaçınmanın belirtileri, kişinin başka insanlarla etkileşim kurmasını zorlaştırabilir ve bunun sonucunda da kişinin sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir.

Duyusal Kaçınma Teşhisi Nasıl Konulur?

Duyusal kaçınma teşhisi, teşhisin doğrulanıp doğrulanmadığını anlamak için çeşitli testler yapılmasını gerektirir. Testler, kişinin duyularının algılanmasındaki farklılığının şiddetini belirlemek ve teşhisi doğrulamak için yapılır. Testler, genellikle çocuklar için özel olarak tasarlanmış çeşitli aracıları kullanarak yapılır. Testler, kişinin duyularının algılanmasındaki farklılığının derecesini, başka insanlarla etkileşim kurmasını ve fiziksel ve davranışsal belirtileri değerlendirmek için kullanılır.

Duyusal Kaçınma Nasıl Tedavi Edilir?

Duyusal kaçınma tedavisi, kişinin duyularının algılanmasındaki farklılığının şiddetine bağlı olarak değişebilir. Tedavi, kişinin duyularının algılanmasındaki farklılığının şiddetine göre özel olarak tasarlanmış çeşitli programları içerebilir. Tedavi, terapötik egzersizler, duyusal terapi, duyularının algılanmasına yönelik alıştırmalar, duyularının algılanmasını kontrol etmeye yönelik alıştırmalar ve davranışsal terapi gibi farklı yöntemleri içerebilir.

Tedavi, kişinin duyularının algılanmasındaki farklılığının şiddetine göre değişebilir ve çocuklar için daha farklı yöntemler kullanılabilir. Tedavi, duyularının algılanmasında farklılıklarının şiddetini azaltmaya ve kişinin başka insanlarla etkileşim kurmasını kolaylaştırmaya yönelik olmalıdır.

Duyusal kaçınma, kişinin duyusal estetik deneyimleri ya da duyusal aktivitelerden kaçınmasıdır. Duyusal kaçınma, genellikle korku ve kaygı gibi duygularla ilişkilendirilen çok farklı durumlardan kaynaklanabilir. Bu durumlar arasında, özellikle sosyal etkileşimlerden veya duyusal estetik deneyimlerden kaçınma, kişinin hareketlerinde veya davranışlarında kısıtlanmışlık veya sınırlamalar, duyusal süreçleri anlamakta veya uygulamakta zorluklar yaşama gibi durumlar yer alır. Duyusal kaçınma, nörolojik fonksiyonların bozulması, travmatik bir deneyim yaşanması, korku, kaygı veya stres gibi psikolojik faktörlerden kaynaklanabilir.

Duyusal kaçınma, fiziksel veya duygusal olarak başa çıkamadığımız çevresel stres kaynaklarına maruz kaldığımızda yaşadığımız bir tepkidir. Bu tepkide kişi, stres kaynağından kaçmaya çalışarak rahatsızlıklarını azaltmayı veya ortadan kaldırmayı amaçlar. Bu tepki, çoğu zaman bizi daha sonraki etkileşimlerimiz için önemli ölçüde etkileyebilir.

Duyusal kaçınma, kişinin fiziksel, duygusal veya zihinsel fonksiyonlarının çalışmamasına neden olabilir. Örneğin, bazı insanlar, çoğu zaman kendilerini çevrelerinde rahatsız hissettiklerinde, hareket etmeyi azaltırlar veya çevrelerinden tamamen uzaklaşmaya çalışırlar. Ayrıca, kişi gerginlik, kaygı veya panik atak gibi duygusal tepkileri gösterebilir.

Duyusal kaçınma, eğitim sürecinde önemli ölçüde etkileyebilir. Öğrenciler, stresli veya rahatsız edici durumlar karşısında çoğu zaman duyusal kaçınma göstermektedir. Bu durum, öğrencilerin performansını etkileyebilecek bilgi ve becerilerin edinilmesini ve öğretilmesini engelleyebilir. Aynı zamanda, öğretmenlerin öğrencilerle etkileşimlerini de etkileyebilir ve sınıf ortamını olumsuz etkileyebilir.

Eğitimciler, duyusal kaçınma durumlarının oluşmasını önlemek veya azaltmak için öğrencilerin desteklenmesi, öz saygı eğitimi ve pozitif ödül mekanizmaları gibi çeşitli teknikleri kullanabilir. Öğrencilerin, içinde bulundukları stresli veya rahatsız edici durumlar karşısında çözümler bulmasının öğretilmesi de önemlidir. Böylece, öğrencilerin stresli veya rahatsız edici durumlar karşısında normal tepkiler göstermeleri sağlanabilir.

Duyusal kaçınma, bir kişinin duyularına karşı çekilme biçiminde tanımlanabilir. Bu, kişinin ortama, kişilere, seslere veya dokunmaya karşı çekilmeyi içerir. Duyusal kaçınma, çoğu zaman bebeklerde ve çocuklarda görülen bir durumdur. Ancak, bazı insanlar bunu hayatının herhangi bir zamanında yaşayabilir.

Duyusal kaçınma, kişinin söz konusu duyuların etkisinden kaçmak için çeşitli aktiviteler yapmasıyla ortaya çıkabilir. Bu, kişinin çevredeki herhangi bir şeye karşı anksiyetesi veya hoşlanmaması durumunda ortaya çıkabilir. Kişi, bu durumu önlemek için uzaklaşmaya çalışarak duyusal kaçınmayı gösterebilir.

Duyusal kaçınmanın nedenleri arasında; yetersiz güven, sosyal çevrenin olumsuz etkisi, anksiyete, bozukluklar veya sıkıntılar, kişinin sosyal yeteneklerindeki eksiklikler, kişinin doğal duyusal sistemindeki dengesizlikler, kişinin duyusal sistemine yönelik yanlış davranışlar veya dokunmaya karşı aşırı tepki göstermesi sayılabilir.

Kişinin duyusal kaçınma davranışının önlenmesi için ilk olarak, nedenlerin anlaşılması gerekir. Ardından, kişinin fiziksel durumu ve duyularının etkisi altında kalma olasılığının azaltılması için destek sağlanmalıdır. Kişinin çevresindeki kişilerin desteği ile, kişinin doğal duyusal sistemindeki dengesizliklerin düzeltilmesi, sosyal becerilerin geliştirilmesi ve kişinin sosyal çevresindeki toplumsal baskıların azaltılması mümkün olacaktır.