Eski Türkçede buyruk, yönetim kurumları tarafından verilen bir kararı veya emri ifade eder. Buyruk, bir konuda düzenlemeler yapmak veya harekete geçmek için kullanılan bir terimdir. Türkçenin eski halinde (Türkmen Dilinde) "buyruk" sözcüğü "belge, yasa, karar veya emir" anlamına gelir. Buyruklar, eğer gerekliyse, kanunlar tarafından desteklenen, resmi kurumlar tarafından verilen ve halka duyurulan kararlardır.
Türklerin eski dönemlerinden beri buyruklar kullanılmıştır. Örneğin, Orta Asya'da, Türklerin yönetiminden önceki dönemlerde, İskit, Pers ve Hun Türkleri arasında buyrukların kullanıldığı bilinmektedir. Türklerin Orta Asya'da kurdukları Devletlerde, buyruklar kullanılmaya devam edilmiştir. Eski Türkler, buyruklarını tüm konuları kapsayan birçok kanunlar ve yasalar ile desteklemişlerdir.
Türklerin buyruklarının çoğu, toplumsal ahlak ve değerleri ile ilgiliydi. Örneğin, Orta Asya'da kurulan kabileler arasındaki sıkı ilişkileri sağlamak için kullanılan buyruklar vardı. Ayrıca, tüm kabilelerin kendilerini korumalarını sağlamak için verilen buyruklar da vardı. Türklerin vermiş olduğu bu buyruklar, özellikle İslamiyet'ten önceki dönemlerde çok önemliydi.
Türklerin buyrukları, çoğunlukla yazılı biçimde verilmiştir. Yazılı buyruklar, süslemelerle kaplanmış, kalın kabuklu tahtalara kazınmış veya çeşitli resimlerle süslenmiş çömleklerde saklanmışlardır. Bunlar, kabilelerin kurallarını ve kurallara uymalarını hatırlatmak için kullanılmıştır.
Türklerin buyrukları, halkın haklarının korunmasına, barışın ve güvenliğin sağlanmasına veya toplumun iyi yaşamasını sağlamaya yönelik olarak, zaman zaman güncellenerek kullanılmıştır. Türklerin buyrukları, insanların haklarının korunmasını ve toplumda adaletin sağlanmasını amaçlamıştır. Bu buyruklar, Türklerin eski dönemlerinden günümüze kadar pek çok toplum için örnek oluşturmuştur.