Geleneksel aba güreşi, Türk vahşi güreşi geleneklerinin özümsemesiyle ortaya çıkan bir spor dalıdır. Geleneksel aba güreşi, yaşayan en eski Türk güreş geleneklerinden biridir. Güreş, ataerkil bir sistemde, özellikle genç erkeklerin güç ve cesaretlerini test etmek için kullanılan bir spor olarak başlamıştır. Güreşçileri, güreşin belli kuralları kapsamında, güreş alanında eşit şartlara sahip olan iki kişi arasında birbirleriyle mücadele etmeye teşvik eder. Güreş, çoğunlukla nefes almak ve koşmak, el ve ayak kullanmak, düşük veya yüksek kaldırma hareketleri, vücut hareketleri ve taktikleri kullanarak gerçekleştirilir.
Geleneksel aba güreşi, Türkiye'de özellikle Kırşehir ve Kastamonu bölgelerinde oldukça popülerdir. Bu alanda profesyonel olarak güreşenler, özellikle genç erkeklerdir. Güreşçiler genellikle kısa ve fit kıyafetler giyer. Güreşçiler, ritüellere uygun olarak birbirlerini öpme ve saygıyla selamlama geleneğini de sürdürür. Güreşçiler, güreş alanının dört tarafını saran insanlar tarafından izlenir. Güreşçiler, güreş başladıktan sonra, yer ayakta kaldıkça güreş etmeye devam eder. Güreş, çoğunlukla kazanan kişinin, rakibinin iki bacağının arasını tutup yere getirmesiyle sona erer.
Geleneksel aba güreşi, güç ve cesaretin önemli bir parçası olan kültürel bir gelenektir. Bu gelenek, Türk toplumunun varlığını sürdürmesine yardımcı olmuştur. Güreş, çoğunlukla güç sahibi olmak, kahramanlık ve cesaret göstermek anlamına gelir. Bu nedenle, geleneksel aba güreşi, Türk kültürünün önemli parçalarından biri olarak kabul edilmektedir. Güreş, Türk toplumunda çevresel, ekonomik ve sosyal bağlamda önemli rol oynar.