Gesi Bağları türküsü, Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde bulunan Şanlıurfa şehrinin efsanevi hikayesine dayanmaktadır. Hikaye, Hz. İbrahim'in (aleyhisselam) oğlu İsmail (aleyhisselam) ile karısı Hz. Sümeyye'nin (aleyhissalatu vesselam) Şanlıurfa'ya göç etmesinden ibarettir.
İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesi, Şanlıurfa'ya göç ederken, yanlarında sadece bir çift inek, üç tane de koyun getirmişlerdi. İneklerin sütünün yetmediği bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldılar. İsmail (aleyhisselam) ailesi, kıtlık nedeniyle büyük bir açlık çekmeye başladı.
Kıtlıktan etkilenenlerin çoğunluğu, Hz. İbrahim'in (aleyhisselam) oğlu İsmail (aleyhisselam) ve karısı Hz. Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Şanlıurfa'ya göç etmişti. İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesi, açlık ve kıtlık nedeniyle çok zor durumdaydı.
Köylerinden çok uzaklaştıklarında, İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesi, kendilerine yardım eden bir arkadaş bulmak için köylere gittiler. Ancak, köylerden de hiçbir yardım alamadılar.
Bunun üzerine İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesi, hayvanlarının besin için geçim kaynağı olabileceği bir bölge aramaya çıktı. Sonunda, çok uzaklarda bir bağ varlığını keşfettiler.
İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesi, bu bağa gittiklerinde, bağda güzel çiçekler açmış ve üzümlerin büyük bir çeşitlilik gösterdiğini gördüler. İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesi, bu bağın adının "Gesi Bağları" olduğunu öğrendiler ve bağda kalmaya karar verdiler.
Gesi Bağları türküsü, İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesinin Gesi Bağları'nda yaşadıkları zorlu zamanları anlatmaktadır. Türkü, bu zorlu zamanlarının sonunda İsmail (aleyhisselam) ve Sümeyye (aleyhissalatu vesselam) ailesinin, Gesi Bağları'nda kendilerini özgür hissetmeleriyle bitiyor. Bu hikayenin anlatıldığı türkü, yüzyıllardır hala Şanlıurfa'nın yerlilerinin ağz