Arızi, Türk Hukuku'nda, küçük yaşta olan veya bağımsız olmayan kişilerin yapacağı hatalar veya kötü niyetli eylemler sonucu meydana gelen haksız fiil olarak tanımlanmaktadır. Arıziliğin, yasaların korunmasının ve hukukun karşılıklı saygı ve itaatinin sağlanmasının önemli bir parçası olduğu söylenebilir.
Arıziliğin genel tanımı, kişinin haksız fiili gerçekleştirdiği veya haksız fiilin üçüncü bir tarafa zarar verdiği durumlarda geçerlidir. Arıziliğin derecesi, kişinin fiili gerçekleştirirken ne kadar bilgi sahibi olduğuna veya davranışında ne kadar dikkatli olup olmadığına bağlıdır. Arıziliğin derecesi, davranışın niteliğine veya önemi ve yarattığı sonuçlara göre değişiklik gösterebilir.
Örneğin, çocuklar için arıziliğin derecesi, yetişkinlerden daha azdır. Çünkü çocuklar, kararlarını verme, yargılama ve sonuçlarını öngörme yeteneğine sahip değildir. Sonuç olarak, çocuğun arıziliği, yetişkinlerin arıziliğine göre daha düşük olabilir.
Ayrıca, arıziliğin derecesi, kişinin yargılama becerisine veya kötü niyeti olup olmadığına da bağlıdır. Eğer kişi kötü niyetli bir eylem içerisinde ise, arıziliğin derecesi daha yüksek olacaktır. İyi niyetli bir eylem içerisinde ise, arıziliğin derecesi daha düşük olacaktır.
Bu konuda, eğitimcilerin önemli bir rol oynadıkları söylenebilir. Çünkü eğitimciler, çocukların ve gençlerin arıziliğinin derecesini düşürerek, hukukun korunmasını ve karşılıklı saygı ve itaatin sağlanmasını desteklemektedirler. Bunu yapmak için, çocukların ve gençlerin haklarını öğretmek, onların hukuki konuları anlamalarını sağlamak, onlara davranışlarının sonuçlarını öngörmek ve hata yapmadan önce düşünmelerini öğretmek gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.