Kapitalizm, Karl Marx tarafından “sermaye toplumu” olarak tanımlanan, kâr amacıyla kurulmuş çoğu özel şirketlerin, sermaye sahibi olan sınıfın veya bireylerin, piyasalar aracılığıyla üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerinin düzenlenmesi ile kontrolünün sağlanması olarak tanımlanır. Kapitalizm, çoğu ülkede kullanılan bir ekonomik sistemdir.
Kapitalizm, temel olarak kâr amacı güden özel şirketlerin etkinliği üzerine kurulmuştur. Bu şirketler, her türlü üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerini kontrol etmek için, üretim, satın alma, satış ve piyasalar üzerinden hareket eder. Böylelikle kâr amacı güderler. Sermaye sahipleri veya bireyler, kâr amacıyla üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerini kontrol ederek, kazanç elde eder.
Kapitalizm, serbest piyasaların kontrolünün özel şirketler tarafından sağlanması ile çoğu ülkede kullanılan bir ekonomik sistem olarak kabul edilir. Böylece, üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerindeki kâr amacı güden özel şirketlerin, ekonomik işlemleri kontrol etmeleri ve mümkün olan en yüksek kazançları elde etmeleri sağlanır.
Kapitalizm, çoğu ülkede güçlü bir biçimde egemen olan bir ekonomik sistem olarak değerlendirilmektedir. Ancak, bu sistemin bazı olumsuzlukları vardır. Örneğin, çoğu ülkede her zaman mümkün olan en yüksek kârı elde etmek amacıyla, çoğu zaman çalışanların, ucuz mal ve hizmetleri üretmek için zorlanması, çalışma koşullarının kötüleşmesi ve mülkiyet haklarının kötüye kullanılması gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, kapitalizm, çoğu ülkede iyi yönetildiğinde, hedeflenen işlerin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi, özel sektörün etkili bir biçimde çalışması ve yüksek kazançların elde edilmesi gibi faydaları da vardır.