Kara Fatma, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde yaşamış bir Türk kadın kahramandır. Gerçek adı Fatma Seher'dir, ancak "Kara Fatma" olarak anılır çünkü savaşlarda siyah giysiler giyerdi.
1877 yılında Selanik'te doğan Kara Fatma, Balkan Savaşı sırasında eşini ve oğlunu kaybetmesiyle birlikte savaşa katılmaya karar verdi. Kurtuluş Savaşı sırasında, 57 yaşında olmasına rağmen, Milli Mücadele'ye katıldı ve birçok savaşta yer aldı.
Kara Fatma, çatışmalarda askerler için yiyecek ve malzeme sağlamak gibi görevler üstlendi. Daha sonra, İzmir'in Yunan işgali sırasında, 500 kadınla birlikte silahlı direniş örgütü kurdu ve cephede savaştı. Kara Fatma, Kuvay-i Milliye'nin sembol isimlerinden biri haline geldi ve İstiklal Madalyası'nı almaya hak kazandı.
Kara Fatma, savaştan sonra da ülkesine hizmet etmeye devam etti. Bursa'da Kızılay'ın kurulmasına yardım etti ve hastanelerde hemşirelik yaptı. 1955 yılında İstanbul'da hayatını kaybetti.
Kara Fatma, Türk kadınların savaşta ve ulusal mücadeledeki rolüne dikkat çeken bir sembol olarak görülmektedir. Kendisi, Türkiye'de kadın hakları ve eşitliği konusunda ilham verici bir figür olarak kabul edilir.
1877 yılında Selanik'te doğan Kara Fatma, Balkan Savaşı sırasında eşini ve oğlunu kaybetmesiyle birlikte savaşa katılmaya karar verdi. Kurtuluş Savaşı sırasında, 57 yaşında olmasına rağmen, Milli Mücadele'ye katıldı ve birçok savaşta yer aldı.
Kara Fatma, çatışmalarda askerler için yiyecek ve malzeme sağlamak gibi görevler üstlendi. Daha sonra, İzmir'in Yunan işgali sırasında, 500 kadınla birlikte silahlı direniş örgütü kurdu ve cephede savaştı. Kara Fatma, Kuvay-i Milliye'nin sembol isimlerinden biri haline geldi ve İstiklal Madalyası'nı almaya hak kazandı.
Kara Fatma, savaştan sonra da ülkesine hizmet etmeye devam etti. Bursa'da Kızılay'ın kurulmasına yardım etti ve hastanelerde hemşirelik yaptı. 1955 yılında İstanbul'da hayatını kaybetti.
Kara Fatma, Türk kadınların savaşta ve ulusal mücadeledeki rolüne dikkat çeken bir sembol olarak görülmektedir. Kendisi, Türkiye'de kadın hakları ve eşitliği konusunda ilham verici bir figür olarak kabul edilir.