Kişiler arası ayrımcılık, kültürel, sosyal, ekonomik, dini veya etnik kökenler gibi özelliklerden dolayı bazı gruplara karşı davranışlarda bulunmak olarak tanımlanır. Kişiler arası ayrımcılık, sosyal hakları sınırlayarak, kişilerin toplumla ilişkilerini ve toplumsal katılımını kısıtlayan davranışlardır. Kişiler arası ayrımcılık, bireylerin fiziksel, duygusal ve sosyal olarak korunması için önemli bir konudur.
Kişiler arası ayrımcılık, bir düşünce tarzı olarak, insanların yaşamlarının kalitesini, özgürlüklerini ve değerlerini etkileyebilir. Ayrımcılık, bireylerin eşit olmadıkları veya özgürlüklerinin kısıtlanmadıkları anlamına gelmez. Zorlama, baskı uygulama, cinsel taciz, tehditler veya tehdit etme gibi davranışlarla, kişiler arası ayrımcılık baskıcı bir davranış biçimidir. Ayrımcılık, kişilerin ne kadar istekli olursa olsun, özgürce yaşayamadıklarını veya özgürlüklerini kısıtlanmış hissettiklerini gösteren bir davranış biçimidir.
Kişiler arası ayrımcılığa karşı, sosyal adaleti destekleyen politikalar üretilmesi ve uygulanması gerekir. Ayrıca, bu politikaların uygulanmasının gözetilmesi ve uygulanmasının sağlanması için destekleyici önlemler alınması gerekir. Bu önlemler, bireylerin özgürce yaşama ve toplumsal katılımını desteklemek amacıyla alınmalıdır. Ayrıca, ayrımcılık olaylarının önlenmesi için, kamu kurumlarının ve özel kuruluşların, toplumsal cinsiyet, ırk, yaş, cinsel kimlik ve köken gibi konulardaki ayrımcılığı engelleme çalışmalarına katılmaları gerekir.