Demir Perde, 20. Yüzyılın başlarında, sosyal, ekonomik ve politik çıkarları korumak amacıyla, Batı Avrupa ve Doğu Avrupa arasında çizilen kalıcı bir sınırı ifade eder. Demir Perde; Sovyetler Birliği (SSCB) ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Batı Avrupa ve ABD arasında söz konusu sınırın çizilmiş olması anlamına gelir.
Çoğu zaman, Demir Perde, kapalı bir ortam oluşturmak adına siyasi, ekonomik, kültürel ve dini konuların kontrolünün sağlanmasında kullanılmıştır. Demir Perde, bu ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel etkileşimin önünde engel oluşturmuştur. Bu nedenle, insanlar, sınırların kapalı olması nedeniyle, bu ülkeler arasındaki hareketliliği ve etkileşimi sınırlamıştır.
Demir Perde, eğitim alanında da kötü etkiler yaratmıştır. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde, öğrencilerin gelecekteki seçimlerine, görüşlerine ve düşüncelerine kısıtlamalar getirilmiştir. Demir Perde, ülkeler arasındaki eğitimsel etkileşimi yavaşlatmış ve Doğu Avrupa ülkelerindeki öğrencilerin ABD ve Batı Avrupa ülkelerindeki eğitim sistemlerinden faydalanamayacağını ortaya koymuştur.
Demir Perde, okul müfredatlarının, öğrencilerin düşüncelerinin ve bilgilerinin kontrolünü güçlendirdi. Siyasi görüşlerin kontrolünün yanı sıra, özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde, kültürel ve dinsel konuların da sıkı bir şekilde kontrol altına alınması, öğrencilerin özgürlüklerini kısıtlamıştır.
Demir Perde’nin kalkmasından bu yana, Doğu ve Batı Avrupa arasındaki eğitimsel etkileşimin arttığını görmek mümkündür. Öğrenciler artık daha çok ülkeler arasındaki farklı kültürleri, inançları ve fikirleri anlayabiliyor. Demir Perde’nin kalkması, daha çok ülkeler arasındaki kültürel alışverişleri ve ortak değerleri kapsayan işbirliği geliştirmeyi mümkün hale getirmiştir.