Türk tarihinde, özellikle Osmanlı döneminde, padişahların kafasına taktıkları şeyler çok çeşitli idi. En yaygın olanı, tahta başına çapraz olarak taktıkları ya da öne geçirdikleri özel bir tür şapka idi. Bu şapka, çoğu zaman tahta başına çapraz olarak takılırdı. Ancak, bazen de başın üstüne düz olarak takılırdı. Bu şapka, özellikle İslamiyet'in kadim gelenekleri arasındaydı ve İslamiyet'in kutsal sembolü olarak kabul edilirdi. Bu şapka, adını da "Tulumba" olarak alan şapka veya külah şeklinde tasarlanırdı.
Türk tarihinde, padişahların başına taktıkları diğer bir şey de, kılıçları olmuştur. Bu, özellikle Osmanlı döneminde, padişahın kudretinin ve gücünün simgesi olarak kabul edilmiştir. Padişahların başına taktıkları kılıçlar, genellikle kısa bir kabzası ve ucunda dörtgen bir kını olan çok kıymetli bir kılıç olurdu. Kılıç, Osmanlı padişahlarının üstün statüsünün sembolü olurdu.
Padişahların başına taktıkları diğer bir şey ise, gümüş veya altından yapılmış olan özel türünün özel bir çeşididir. Bu, padişahların hükümranlıklarının simgesi olarak kabul edilirdi. Ayrıca, bu özel tür, padişahların üstün sıfatlarının, haya ve merhametinin sembolü olarak da kabul edilirdi. Bu özel türde başlıklar, çoğu zaman gümüş veya altından yapılır ve padişahın saçının arasına takılırdı.
Türk tarihinde, padişahın başına taktıkları diğer bir şey de, özel türünün özel bir çeşidi olan bir tür şal veya kumaştı. Bu şal, genellikle sari veya beyaz renkli olan bir tür kumaş olurdu. Bu şal, padişahın üstünlüğünün ve hükümranlığının sembolü olarak kabul edilirdi. Ayrıca, bu şal, üstünlüklerinin ve haysiyetinin simgesi olarak da kabul edilirdi.