Paleografi, filoloji ve epigrafi üç bağımsız disiplinler olarak düşünülse de, özellikle antik dönemlerin araştırmalarında ve özellikle antik kültürlerin incelenmesinde birbirleri ile sık sık etkileşim halinde kullanılmaktadır.
Paleografi, eski yazıtların kökenlerini incelemek, tarihsel süreçleri belirlemek ve okunabilir hale getirmek amacıyla eskitilmiş ortamlar, eski yazıtlar ve harflerin kronolojisi, yazılı kaynakların tarihsel kronolojisi ve bunların arkeolojik çevreleri ile ilgilidir. Paleografiye başvurularak, antik dönemlerin özellikle de M.Ö. 8. yüzyıl ve sonrasındaki tarihsel süreçleri araştırılabilir.
Filoloji, bir dilde mevcut olan dillerin ve dialektlerin incelenmesi, kaynaklarının belirlenmesi, yazıların okunması, dillerin tarihsel olarak nasıl değiştiği ve diller arası etkileşimlerin incelenmesi ile ilgilidir. Filolojik araştırma, dilbilimsel, sözdizimsel, sözvarışsal, sözcüksel ve söyleyişsel açıdan yapılır. Filolojik araştırmayla eski dillerin farklı dönemlerindeki değişiklikleri incelenebilir.
Epigrafi, eski yazıtların okunması ve anlaşılması ile ilgili bir disiplin olarak tanımlanır. Epigrafi, özellikle antik dönemlerin kaynaklarının incelenmesine ve okunmasına yönelik olarak, çoğunlukla taş yazıtlarının farklı yazı türlerinin okunması ve anlaşılmasını içerir. Epigrafinin amacı, antik yazıtların tarihlerini, yazışma biçimlerini ve içeriğini anlamak ve kronolojik olarak tanımlamaktır.
Kısaca, paleografi, filoloji ve epigrafi üçüncü disiplinler arasındaki ilişkiyi tanımlamak için kullanılan ve antik dönemlerin incelenmesinde çok önemli rol oynayan üç farklı disiplinlerdir. Aynı zamanda, bu disiplinlerin her biri, antik kültürlerin tarihsel süreçlerini anlamak ve incelemek için kullanılan en önemli araçlardır.