Antipati olmak, kişinin başka bir kişi veya şeye karşı tümüyle kötü duygular beslemesi veya karşı çıkması anlamına gelir. Antipatiden kasıt, karşı tarafa karşı kutuplaşmış duygular içinde olmaktır. Bu duygular arasında hınç, nefret, öfke, üzüntü ve rahatsızlık gelmektedir. Antipati olmak, çoğu zaman başka bir kişiye karşı beslenir, ancak aynı zamanda şeyler, fikirler, durumlar veya olaylar için de geçerlidir.
Kişi, bir başkasını antipati duygusuyla karşılayabilir, ancak bu duyguların kaynağının ne olduğunu belirlemek çoğu zaman oldukça zor olabilir. Buna sebep olabilecek faktörler arasında, kişinin kendisine özgü görüşleri, deneyimleri ve yaşantısı, toplumsal cinsiyet, kültür veya etnik köken olabilir.
Antipati olmak, kişinin toplum içerisinde kimseye saygısızlık içermeyen bir şekilde karşı çıkmasına olanak verir. Yani, kişi, karşı çıktığı kişi veya şeylere yönelik olumsuz duygularını ifade edebilir, ancak bunu öfke veya hakaret içermeyen bir şekilde yapmalıdır. Ayrıca, bu duyguların sürekli olarak nüksetmesine izin vermemek gerekir. Bu sayede, kişinin karşı kutbuna yönelik davranışları, ötekileştirme ve ayrımcılıktan uzak olur.