Ayrımcılık, bireylerin veya grupların kendilerinin veya diğerlerinin özellikleriyle ilgili olarak ayrım yapılarak, kendilerinin veya diğerlerinin haklarının veya fırsatlarının kısıtlanması veya özellikle kısıtlanmasının önlenmesi olarak tanımlanır. Ayrımcılık, özellikle ırksal, etnik, cinsiyet, din, yaş, fiziksel veya zihinsel özellikler gibi kimliğe bağlı özellikler üzerinde temel alınmaktadır. Ayrımcılık, her ne kadar daha çok ırksal ve etnik köken açısından düşünülse de, bir kişinin yaşı, cinsiyeti, fiziksel durumu, zihinsel durumu, dini inancı, mesleği, sosyo-ekonomik durumu gibi çeşitli özelliklere dayalı olarak ortaya çıkabilir.
Ayrımcılık, hedeflenen birey veya grupların haklarının veya fırsatlarının kısıtlanması olarak anlaşılır. Bu kısıtlamalar, özellikle toplumsal fırsatlardan yoksun kalmalarına veya ciddi ekonomik ve sosyal kayıplara neden olabilir. Ayrımcılık, özellikle bireylerin veya grupların farklılıklarını kullanarak herhangi bir hak veya fırsatlarını kısıtlamak için kullanılan bir araç olarak görülür. Ayrımcı uygulamalar, özellikle toplumsal cinsiyet, ırksal köken ve etnik köken üzerinde yoğunlaşmıştır.
Ayrımcılık, her ne kadar yanlış olarak bilinse de, birçok ülkede çeşitli düzeylerde mevcuttur. Birçok ülkede, ayrımcılık ve önyargılara karşı korumaya alınmış kurallar ve yasalar bulunmaktadır. Ancak, birçok ülkede, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde, ayrımcılık her zaman önlenememiştir. Ayrımcılık, özellikle çoğunluğun azınlığa karşı uyguladığı baskılar ve azınlıkların haklarının ve fırsatlarının kısıtlanmasının temelidir. Ayrımcılık ve önyargılar, ülkelerin sosyal, ekonomik ve politik gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Ayrımcılığın önlenmesi için, ülkelerin çeşitli stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Öncelikle, ayrımcılık ve önyargıların ortadan kaldırılması ve önyargılar karşısında koruma sağlanması için, kamu