İlk Türk astronomunun kim olduğu konusunda kesin bir cevabın verilememesi, Türk kültürünün uzun bir tarihe sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Türkler, ilk astronomik keşiflerini, MÖ 4. yüzyılda, Babiller tarafından yapılan gözlemlerden yararlanarak, kendi kültürlerince geliştirmiştir. MÖ 8. yüzyıla kadar, Türkler astronomik gözlemleri, özellikle de ayın hareketlerini, müzik, matematik ve astroloji üzerine incelemeler yaparak, kendi kültürlerine özgü bir anlayış ve tarzda geliştirmiştir.
Türk astronomi tarihinde öne çıkan önemli isimlerden biri de, MÖ 9. ve 10. yüzyıllarda yaşamış olan, İslam düşünürü ve astronomu İbni Sina (Avicenna)’dır. İbni Sina, özellikle de gökyüzünde bulunan yıldızların hareketlerini incelemek için, kendi geliştirdiği astronomik aletleri kullanmıştır. Ayrıca, astronomik konuların yanı sıra, güneş ve ayın hareketlerinin etkilerini, jeolojik ve meteorolojik olayların meydana gelmesinde nasıl bir rol oynadığını da araştırmıştır.
MÖ 12. yüzyılda, Seldjuklu İmparatorluğu döneminde, Türk astronomi alanında önemli bir isim olarak, Şehrazurî adında bir bilim insanı bulunmaktadır. Şehrazurî, astronomik konuların yanı sıra, matematik ve fizik üzerine de araştırmalar yapmıştır. Özellikle de, onun “Mecma-ul-Ulum” adlı çalışması, astronomik ve matematik alanlarının gelişiminde çok önemli bir adımdır.
Türk astronomi tarihinde öne çıkan son isim ise, 16. yüzyılda yaşamış olan, Türk matematikçi ve astronomu, Uluğ Bey’dir. Uluğ Bey, özellikle de, gökyüzündeki yıldızların yerlerini ve hareketlerini incelemek için, birçok astronomik araştırma gerçekleştirmiştir. Ayrıca, yaptığı çalışmalarla, güneş sisteminin düzenini de ortaya çıkartmıştır.
Türk astronomi tarihi, binlerce yıldan beri, Türk kültürünün önemli bir parçası olmuştur. İlk astronomik keşifleri MÖ 4. yüzyılda, Babiller tarafından yapılan gözlemlerden yararlanarak, kendi kültürlerince geliştirilmiştir. Türk astronomi tarihinde öne çıkan en önemli isimler arasında, İbni Sina, Şehrazurî ve U