Madame Bovary romantik mi

MADAME BOVARY ROMANTİK Mİ?

Gustave Flaubert'in 1857 tarihli ünlü romanı Madame Bovary, romantizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Romanın odağındaki kadın kahraman Emma Bovary'nin ilişkileri, onu mutlu etmeyi düşleyen düşlemleri ve hayal kırıklıkları, Flaubert'in kaleminden çıkan romantik bir öykü oluşturuyor. Bu makale, Madame Bovary'nin romantik olup olmadığını tartışacak.

MADAME BOVARY'NİN HAYALLERİ VE İLİŞKİLERİ

Madame Bovary, kocası Charles Bovary ile evlendikten sonra, sıradan bir hayatın sıkıcılığından kaçmak için hayaller kurmaya başlıyor. Emma'nın hayallerinde, kendisini çevreleyen dünya ile arasındaki gerçek uçurumu kapatmak için, kendisini özüne, arzularına ve isteklerine uygun bir hayata götüren adamı bulmak vardır. Emma, kendini arzuladığına inandığı hatta ünlü olan Leon Dupuis ile ilişkiye girer. Ancak, bu ilişkiyi karşılıklı sevgi temeline dayandırmak zorundadır ve sonunda Emma, Leon'u terk eder. Emma, Rodolphe Boulanger ile de ilişkiye girer, ancak bu ilişki de aynı şekilde sonuçlanır. Emma, bu ilişkilerden sonra gerçek bir sevgi arayışındadır, ancak gerçek aşkı bulamamıştır.

MADAME BOVARY'NİN ROMANTİK YAKLAŞIMI

Madame Bovary, Emma'nın hayallerinin ve arzularının peşinden koştuğu romantik bir yaklaşımı temsil ediyor. Emma, hayallerinin peşinden giderken, kendini arzuladığına inanıyor. Emma'nın romantik çılgınlığı, bu arzularının gerçekleşmemesi ile sonuçlanır ancak bu, Emma'nın arayışının anlamsız olmadığını gösterir. Emma'nın arayışı, her şeyin mükemmel olacağına ve her şeyin düzene gireceğine inancının özgürce ifadesidir.

SONUÇ

Madame Bovary, başta Emma olmak üzere tüm karakterlerinin romantik özellikleri temsil ediyor. Emma'nın arzuları, onu daha büyük hayallerin peşinden koşmaya itiyor ve bu arzularının gerçekleşmemesi, Emma'nın aşkı arama arzusunun anlamsız olmadığını gösteriyor. Bu nedenle, Madame Bovary romantizm akımının önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.