Osmanlı Devleti'nin tarihinde en önemli isyanlarından biri, Celâlî İsyanı olarak bilinir. Celâlî İsyanı, 16. yüzyılda devletin tam kontrolünü elinde tutan Yavuz Sultan Selim'in ölümüyle başlayan ve üç kardeş arasındaki taht mücadelesiyle devam eden bir isyan dalgasıdır. İsyanın başlatanı, Yavuz Sultan Selim'in ölümünden kısa bir süre sonra, üçüncü oğlu, Süleyman'ın tahta çıkmasının ardından, ikinci oğlu, İbrahim'in tahta geçmesi için Grevler ve isyana çıkmayı planladığı söylenir.
Kısa süre içerisinde, İstanbul ve Anadolu'da İbrahim'in destekçilerinin yanı sıra, çok sayıda çeteci ve halk liderleri de isyana katıldı. İsyanın başlatıcılarından biri olan Şeyh Celal olarak bilinen Celalzade Mustafa adında bir alimdi. Celal, Anadolu'daki halkı ve isyancıları toplamak için dini konuşmalar ve zikirler yapmaya başladı. Celalzade Mustafa, İbrahim'in tahta çıkmasının desteklenmesini istedi ve bu konuda kitleleri kışkırttı.
Celâlî İsyanı, Yavuz Sultan Selim'in oğulları arasındaki taht mücadelesine karşılık olarak ortaya çıktı. Hem İstanbul'da hem de Anadolu'da kitleler tarafından desteklenen bu isyan, Süleyman'ın zorla tahta çıkmasıyla sonuçlandı. İsyan sırasında, çok sayıda asker ve köylü öldürüldü ve çok sayıda hayvan ve toprak da hasar gördü. İsyanın sona ermesiyle birlikte, Osmanlı Devleti, Süleyman döneminde yeniden güçlenmeye başladı.
Kısa süre içerisinde, İstanbul ve Anadolu'da İbrahim'in destekçilerinin yanı sıra, çok sayıda çeteci ve halk liderleri de isyana katıldı. İsyanın başlatıcılarından biri olan Şeyh Celal olarak bilinen Celalzade Mustafa adında bir alimdi. Celal, Anadolu'daki halkı ve isyancıları toplamak için dini konuşmalar ve zikirler yapmaya başladı. Celalzade Mustafa, İbrahim'in tahta çıkmasının desteklenmesini istedi ve bu konuda kitleleri kışkırttı.
Celâlî İsyanı, Yavuz Sultan Selim'in oğulları arasındaki taht mücadelesine karşılık olarak ortaya çıktı. Hem İstanbul'da hem de Anadolu'da kitleler tarafından desteklenen bu isyan, Süleyman'ın zorla tahta çıkmasıyla sonuçlandı. İsyan sırasında, çok sayıda asker ve köylü öldürüldü ve çok sayıda hayvan ve toprak da hasar gördü. İsyanın sona ermesiyle birlikte, Osmanlı Devleti, Süleyman döneminde yeniden güçlenmeye başladı.
