Batılılaşma, Türkiye'de 1800'lerin başından itibaren devam eden süreçlerden biri olarak tanımlanmaktadır. Batılılaşma, Tanzimat döneminde başladı ve bu dönemde çok sayıda siyasi, sosyal ve ekonomik değişiklikler gerçekleştirildi. Sultan II. Mahmut tarafından ilan edilen Tanzimat Fermanı ile birlikte, devletin büyük çaplı reformlar yapabilmesi için gerekli altyapıyı oluşturma girişimleri başlatıldı.
Batılılaşma sürecinde, ülkede çeşitli yasalar ve kanunlar kabul edildi. Bunlar arasında, 1839'da tanınan Ayan Nizamnamesi, 1856'da tanınan Kanun-i Esasi, 1876'da tanınan Mecelle ve 1877'de tanınan İlk Nizamname sayılabilir. Ayrıca, devletin yönetimini modernleştirmek için çeşitli kurumlar kuruldu. Bunlar arasında, 1839'da kurulan Meclis-i Maarif-i Umumi, 1883'de kurulan Meclis-i Vükela ve 1877'de kurulan Meclis-i Şura sayılabilir.
Batılılaşma sürecinde, eğitim alanında da çeşitli yasalar ve kanunlar kabul edildi. Bunlar arasında, 1869'da kabul edilen İlk Maarif Nizamnamesi, 1871'de kabul edilen İlk Terbiye Nizamnamesi ve 1876'da kabul edilen Teşkilat-ı Maarif Nizamnamesi sayılabilir. Ayrıca, 1868'de kurulan Darülfünun, 1875'de kurulan Mekteb-i Sultani ve 1882'de kurulan Mekteb-i Tıbbiye ve Sanayi-i Nefise gibi üniversiteler de kuruldu.
Batılılaşma sürecinde, sosyal alandaki değişiklikler de önemliydi. Özellikle 19. yüzyılda, giyim, yaşam tarzı ve kültür alanında çeşitli Batılı örneklere uyulmaya çalışıldı. 19. yüzyılda özellikle Osmanlı elitleri ve entelektüelleri arasında, Batı kültürünün öğrenilmesi ve benimsenmesi çalışmaları başladı.
Batılılaşma, Türkiye'nin geçmişindeki ve bugünkü değişikliklerinin temelini oluşturuyor. Bu süreç, Türkiye'nin kültürel, siyasi ve ekonomik alanlarda Batı tarzı bir modernleşme sürecine girmesini sağladı.