Türk şiirinin tarihçesi, çok köklü bir geçmişe sahip olmasına rağmen, bugüne kadar yaşamış olan şairlerin sayısı ve eserlerinin çeşitliliği, herhangi bir özellik arz etmemektedir. Türk şiiri, Anadolu’nun kültür ve dil çeşitliliğine sahip olmasından kaynaklanan bir çeşitlilik göstermektedir. Türk şiirinin en eski örnekleri, M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanmaktadır. O zamana kadar Türkler, çoğunlukla sözlü şiirler yazmışlardır. M.Ö. 8. yüzyılda yazılı şiirler de ortaya çıkmış ve çoğunlukla Türklerin o zamana kadar geliştirdikleri sözlü şiirlerin etkisiyle ortaya çıkmıştır.
Türk şiirinin M.Ö. 8. yüzyıldan bu yana gelişimi, çeşitli üslup ve stiller içermesine zemin hazırlamıştır. Şairler, herhangi bir türü destekleyerek ya da onu reddederek, kendi tarzlarını geliştirmişlerdir. Türk şiirinin tarihçesinde, önemli etkileri olan bazı önemli şairlerin isimleri sayılabilir. Bunlar arasında, Mevlana Celaleddin Rumi, Yahya Kemal Beyatlı, Nâzım Hikmet Ran ve Necip Fazıl Kısakürek bulunmaktadır.
Türk şiirindeki üslup çeşitliliği, konuların çeşitli olmasıyla ilgilidir. Her şairin kendine özgü bir tarzı vardır. Bazen aşk şiirleri, bazen de doğa şiirleri, sosyal şiirler, politik şiirler ya da dini şiirler yazılır. Bugün Türk şiirinin, çok kültürlü ve çok dilli ortamının zenginliğini yansıttığı söylenebilir.
Türk şiirinin tarihçesi, çok eski zamanlardan bu yana, köklü geleneklerden ve zengin bir kültür ortamından etkilenen bir zenginlik göstermektedir. Şiir türleri arasındaki çeşitlilik, şairlerin tarzlarının çeşitliliği ve bugün Türk şiirinin zenginliğinin, çok kültürlü ve çok dilli ortamının zenginliğini yansıttığı söylenebilir.