Çin'in eski adı, Çin'i kuran ilk hükümdarlar tarafından verilen "Kraliyet Bölgeleri (Zhōu)" olarak bilinmektedir. İlk olarak neolitik çağda, çivi yazısı ve toplayıcı tarımla yaşayan insanlar tarafından kurulan bu hükümdarlık, Çin'in tarihinde önemli bir konumu vardı. Bölgenin önde gelen hükümdarı, Çin'in tarihi boyunca en önemli hükümdarı olan kraliçe Fu Hsi idi. Kraliçe Fu Hsi, Çin'i bir arada tutmak için hukuk, para, kültür ve sanat kurallarını uygulamaya başladı ve Çin, bu dönemden sonra "Kraliyet Bölgeleri (Zhōu)" olarak anıldı.
Bu dönemden sonra, Çin, hükümdarlıklar arası rekabet ve savaşların ardından, 221 BC tarihinde kurulan Han İmparatorluğu tarafından kontrol edildi. Han İmparatorluğu, Çin'i çok kapsamlı bir sisteme ayak uydurarak kontrol altına aldı. Han İmparatorluğu, kültürel ve sosyal hakların gelişmesine, ekonominin güçlenmesine ve bilimin yayılmasına önemli katkıda bulundu. Çin, bu dönemden sonra "Yüce Han İmparatorluğu (Dà Hàn Guó)" olarak anılmaya başlandı.
Çin, 20. yüzyıl boyunca, komünist parti tarafından kontrol edilmiştir. 1949'da komünist partinin başarısının ardından, Çin Cumhuriyeti ilan edildi ve Çin'in eski adı, "Çin Cumhuriyeti (Zhōnghuá Rénmín Gònghéguó)" olarak değiştirildi. Bugün, Çin, bu isimle anılmaktadır.
Günümüzde, Çin, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeyi sağlamak için çeşitli yöntemler kullanmaktadır. Çin, dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında ekonomik olarak hızla büyümekte ve Çin ekonomisi, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelmektedir. Aynı zamanda, Çin, ekonomik gelişmeyi korumak için politikalarını sürekli olarak gözden geçirmekte ve güçlendirmektedir. Çin, bu şekilde, kendisini dünya üzerinde küresel bir güç olarak etkilemektedir.