Deniz ve kenar denizi ayırt etmek için, ilk olarak çoğu denizciye göre, denizin çevresindeki kara parçasının özelliği ve konumu bakımından bir ayrım yapılır. Genel olarak, deniz, çok derin ve üzerinde çok fazla tuzlu su bulunan, okyanuslar, körfezler ve diğer büyük tuzlu tatlı su havzalarını kapsar. Kenar denizleri ise, güney ve doğu Karadeniz, Kızıldeniz, Hint Okyanusu veya Pasifik Okyanusu gibi büyük okyanusların yanından sınırlı tatlı su havzalarını temsil eder.
Tuzlu su ile tatlı su arasındaki fark, denizlerin çözünmüş mineral içeriğinin konsantrasyonuna dayanır. Tuzlu su, çözünmüş minerallerin konsantrasyonu yüksek olan sudur, çünkü denizlerin ve okyanusların suyu, tuz ve diğer minerallerin bir karışımıdır. Tatlı su ise, bu konsantrasyonda çok daha düşük olan sudur. Denizler, çoğunlukla tuzlu sudur, çünkü bu suyun çözünmüş mineral içeriği çok yüksektir.
Kenar denizleri ise, çoğunlukla tatlı sudur ve tuzlu suya göre çok daha az çözünmüş mineraller içerir. Bir kenar denizi, kaynağı tatlı olan bir nehir veya göl tarafından beslenen tatlı su havzasıdır. Bir nehir ya da gölün suyu, tuzlu suya göre çok daha az çözünmüş mineraller içerir, bu nedenle kenar denizleri, tatlı su havzaları olarak adlandırılır.
Deniz ve kenar denizi ayırmak için, denizin karadan ayrılmasının özelliği ve konumu da önemlidir. Denizler, tuzlu su havzaları, okyanuslar, körfezler veya diğer büyük tuzlu tatlı su havzalarıdır ve genellikle karadan yüksek seviyelerde ayrılır. Kenar denizleri ise, genellikle daha düşük seviyelerde ayrılır ve çoğunlukla küçük tatlı su havzalarıdır.
Sonuç olarak, deniz ve kenar denizi ayırmak için, denizin çevresindeki kara parçasının özelliği ve konumu bakımından bir ayrım yapılır. Denizler genellikle tuzlu su havzalarıdır ve karadan yüksek seviyelerde ayrılır, kenar denizleri ise genellikle daha düşük seviyelerde ayrılır ve tatlı su havzalarıdır.