Osmanlı İmparatorluğu, çeşitli milletlerden oluşan ve birbirleri arasında kültürel, dini ve etnik farklılıkların olduğu bir toplum olarak tanımlanmaktadır. Bu toplumda azınlıklar, İmparatorluğun sınırları içerisinde yer alan farklı etnik, mezhepsel veya dini gruplardan oluşmaktadır. Bu gruplar, İmparatorluğun kuruluşuyla birlikte yaşadıkları ülkenin vatandaşları olarak kabul edilmişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu, özellikle de 18. ve 19. yüzyıllarda, çok sayıda farklı milletin bir arada yaşamasını sağlamayı başarmıştır. İmparatorluk, toplumdaki milletler arasındaki kültürel, dini ve etnik farklılıkları kabul etmiş ve bu farklılıkların anlaşılmasını sağlamıştır. Azınlıklar, İmparatorluk döneminde, kendi kültür ve geleneklerini koruyabilmek için çeşitli özerklik haklarına sahipti. Ayrıca, İmparatorluk tarafından kurulan komisyonlar sayesinde, azınlıkların talepleriyle ilgili çözümler üretilmiştir.
Tüm bu önlemlerin yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu'nda azınlıklar, kendi aralarında kurdukları örgütlerle de özerklik sağlayabilmiştir. Örneğin, Yahudiler, özgürlüklerinin korunmasını sağlamak ve kendi kültürlerini yaşatmak için cemaatler kurmuşlardı. Aynı şekilde, Rumlar da kendilerini İmparatorluğun ilgili bölümlerinden ve kanunlardan korumak için milletlerini temsil eden örgütler kurmuşlardır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda azınlıklar, çoğunluğun baskısından ve kültürel hegemonyadan korunmuş ve kendi kimliklerini sürdürebilme hakkına sahip olmuşlardır. Böylelikle, Osmanlı İmparatorluğu'nda, farklı milletler arasındaki ilişkiler güçlü bir şekilde korunmuş ve barışçı bir ortam oluşturulmuştur.