Şiirin tarihi kökeni, ünlü şairler veya edebiyat tarihçilerinin tarihe kazandırdığı şiirlerle başlar. Şiir insanların duygularını ve düşüncelerini ifade etmek için kullandıkları, armonik sözcüklerin oluşturduğu bir şekilde kaleme alınan sözlerdir. Şiiri, özellikle Ortaçağ’da, özellikle İslam kültürünün etkisiyle, Arap ve Fars kültürlerinden etkilenen Türkler tarafından İslam öncesi dönemde icat edilmiş olarak düşünmek yanlış olur.
Şiirin atalarının, insanların duygularını, inanışlarını ve hayatlarını ifade etmek için kullandıkları sözcükleri armonik bir şekilde kaleme almaya başladıkları düşünülmektedir. Orta Çağ boyunca, şiir Türk edebiyatının temelini oluşturmuş ve Türkler tarafından çeşitli türlerde kullanılmıştır. Mevlana Celaleddin Rumi gibi çok ünlü şairlerin yanı sıra, Divan Edebiyatı döneminde, çoğu şairin şiirlerini kapsayan bir kültür oluşmuştur. Bu dönemde, Türk şairleri dünyanın çeşitli kültür ve konularından etkilenmişlerdir.
Şiir tarihinde, özellikle Divan Edebiyatı döneminde, çeşitli şiir türleri geliştirilmiştir. Örneğin, mesnevi, gazel, rubai, müstezat, tuyuğ ve qaside türleri, bu dönemde en çok kullanılan şiir türleri arasındadır. Ayrıca, Divan Edebiyatı döneminde, Türk şairleri daha çok sanat şiirleri yazmış ve bu sanat şiirlerinin temelini oluşturmuştur.
Sonuç olarak, Türk edebiyatının kökeni, özellikle Orta Çağ Türk edebiyatının Divan Edebiyatı döneminde şiir türlerinin gelişmesiyle başlar. Türk şairleri, bu dönemde, özellikle sanat şiirleri yazmış ve bu sanat şiirleri Türk edebiyatının temelini oluşturmuştur.