Soğuk Savaş kavramını ilk kez kullanan kişi olarak kabul edilen kişi, İngiliz gazeteci ve siyaset bilimci Sir Winston Churchill'dir. Söz konusu kavramı, Churchill'in 1946 yılında, Fulton, Missouri'de yaptığı bir konuşmada ortaya attı. Churchill, konuşmasında Rusya'nın Doğu Avrupa'yı sömürgeci bir şekilde kontrol etmesine bir kez daha karşı çıkmış ve bu durumu "soğuk savaş" olarak nitelendirmiştir. Konuşmasının başlığını oluşturan “Sıcak Bir Barış Olmayan Soğuk Bir Savaş” ifadesiyle, dünyanın iki büyük gücü arasında iktidar savaşının olağanüstü bir hale geldiğini vurgulamıştır. Konuşmasının ardından, bu ifade, komünist ve batılı ülkeler arasındaki ilişkilere damgasını vurmuştur.
Soğuk Savaş, bir çatışma aracı olarak kullanılan siyasi, diplomatik, ekonomik ve kültürel yollar aracılığıyla iki güç arasındaki ilişkileri tanımlayan bir kavramdır. Komünist ve batılı ülkeler arasındaki ilişkiler, dış politikalarının ve savaşın yerine geçen güçlerin kullanılmasını içerir. Bu arada, Soğuk Savaş, her iki tarafın da nükleer silahlanmayı kullanmasını önlemek için askeri eylemleri sınırlamasını da kapsamaktadır. Soğuk Savaşın, iki taraf arasındaki ilişkileri kontrol altına almaya çalışan, ama aynı zamanda da iki taraf arasındaki çatışmayı artıran bir kavram olarak tanımlanması, bu kavramın önemini vurgulamaktadır.
Soğuk Savaş, bir çatışma aracı olarak kullanılan siyasi, diplomatik, ekonomik ve kültürel yollar aracılığıyla iki güç arasındaki ilişkileri tanımlayan bir kavramdır. Komünist ve batılı ülkeler arasındaki ilişkiler, dış politikalarının ve savaşın yerine geçen güçlerin kullanılmasını içerir. Bu arada, Soğuk Savaş, her iki tarafın da nükleer silahlanmayı kullanmasını önlemek için askeri eylemleri sınırlamasını da kapsamaktadır. Soğuk Savaşın, iki taraf arasındaki ilişkileri kontrol altına almaya çalışan, ama aynı zamanda da iki taraf arasındaki çatışmayı artıran bir kavram olarak tanımlanması, bu kavramın önemini vurgulamaktadır.